Gözümden Irak Gönlümden Uzak

Her şeyi tersten yazasım var, tersten anlamak istiyorum her şeyi. Dümdüz değil, hep aykırı bir yaşam sürmek istiyorum. Yuvarlak olan Dünya'da...

Tersten Yaşamak mesela; Seni tersten yaşamak.
Önce kovulmak yüreğinden, en başta olacak şeyin en sonda olması ne garip. Seni bana kavuşulmaz kılıyor. Sonra tekrar açsan yüreğinin korkuluklu kapılarını. Sonsuza dek ayrılmasak, hep çocuk kalsa yüreklerimiz.

Çocuklar da ölür ama biz ölmesek!


Ölse bile çocuklar hep çocukturlar, hiç büyümezler... Hep sevilirler!

Hep sevilmek isterdim Sen'de... Hep çocuk yüreğimle gülmek isterdim Sana. Büyümeyen yüreğime inat, yaşlanan duygularım var benim şimdi. Hepsi ıslandı, kurumuyor. Yaşlandı ama hepsi taze henüz, eskimedi...

Uzaklık neydi? Yanında olup da yüreğinden Irak olan mı? Yoksa kilometrelerce uzağında ama yüreğinde olan mı? Gönlünde olan yürekten düşer mi? Düş'tüğü için mi Irak olur?
Başladığımız yerde buluyoruz kendimizi hep.

Çocuk yürekliyiz diyoruz, çocuk gibi bir şey oluyoruz. Ama çocuk olamıyoruz. En yaşlı zamanlarımı en başta yaşayıp, çocukken ölmek isterdim ben. Bilirim çünkü; çocuklar hiç ölmez, çocuk kalırlar...

Tek başıma büyüyorum şimdi, Senden uzakta, etrafımdaki tuzaklara basmamak için, çıplak ayaklarımın uçlarına basa basa geçiriyorum günlerimi...
Senden uzakta,
Sensiz tuzakta!...

Sen olsaydın yanımda, hiç korkmazdım tuzaklardan, sensiz yarımım çünkü, yanımda değilsen, yarın/sızım... Yarım'ım ... Korkarım, gücüm yetmez ki tek başıma tutunmaya. Boş duvarlara haykırıyorum her gece, içimdekileri vuruyorum duvarları boyuyorum, duvarlar en çok sen oluyor. Senin yokluğun gibi soğuk. Küflenmiş duygular çarpıyor odaya, yerlere, aynalara en çok. Küflendik mi biz sahi? Kaç yıldır böyleyiz? Kaç asırdır yanımda değilsin?...

Yüzünün yüzümdeki yansıması kayboldu çoktan... Yüzüm Yüz'süz oldu... Yüzsüz kaldım, Yüzüm bomboş oldu. Gözlerim çukurlaştı, oyuk oyuk sevdâ'm... İçi boş hayaller, çöp torbası gibi, değersiz... Ama çöpe atamıyorum ki hiçbir şeyi.. Kıyamıyorum... Hala kıyamadığım şeyler var demek buralarda. Aslında kendime nasıl kıyıyorum, sanırım en çok kendime kızgınım... Belki de kimsesiz olduğumdan hıncımı kendimden çıkarıyorumdur...

Tuzak... Kırmızı ruj kadar tuzak, kırmızı bir elbise kadar renkli... Ama sensiz, suretin yokken yanımda, hele bir de hissetmiyorsam yanımda, hissedemiyorsam, o zaman Gri tüm renkler... ben istediğim kadar dudaklarımı boyayayım kırmızıya, dilediğim kadar kırmızı elbise giyeyim.. Herkesin gördüğü renk değil rengim, senin göremediğin renkteyim en çok... Senin göremediğinde renksizim... Sen göremediğin için görünmezim herkese ve en çok kendime körüm... Etrafıma sağırım.. Sen olmadığın için bu kadar sessizim...

Bu uzaklık; tuzaktan beter!
Bu sıcaklık; yangından beter!
Bu soğuk; buz kesiği! (İntihardan beter!)

Gökyüzünün mavisine bakıp, yine yalanlar söyleyebilirim...
Bu defa yaşayabilirim...
Gözünden ırak, gönlünden uzak...

On Dokuz Mart İki Bin On İki - 13:00

19 Mart 2012 2-3 dakika 94 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Hüzün birikmiş epeyce satırlarda. Kadın ve erkeğin birlikteliği ile güzel sevgi ve aşk diğeri zaten tek taraflı ya da karşılıksız sevgi oluyor ki fazla bir güzelliği yok. Kutlarım Nevin hanım içtenlikle...👍