Güldünya

İki yüzlü toplumun çok yönlü insanlarıyız.ardından bıraktıklarınla yaşamaya devam ediyoruz seni.atıllığımız çok yönlülüğümüzün deynek taşı.. inkar etmenin en önemli adımı;bir başkası gibi olabilme gücünü elinde bulundurmaktır.bu noktada gerçek, insanın avuçlarının arasında asılı kalır.bir toplumun yok ettikleri onun aynasında sallanır.görmek istediğimiz kuytudan alır getiririz kimliğimizi aynada asılı duranlara yapıştırırız yeni hüviyetimizi.Bir kapısı daha kapanır aynanın yansıttığı toplumun üzerine.Kapalı kapılar ardında yaşar toplum bölünmüşlüğünün resmini.
2004 şubatında aynada asılı kaldın
güldünya diyorsun adını bırakıyorsun..
bir temenni gibi..
Muhafaza edilen bir durumun içine doğdun "muhafaza" bu toplumda kadının durumudur aynı zamanda.Tüm yetersizliğine rağmen insan bilirki görev kutsaldır.alınan cinsiyet kutsanır.kadınlık korunağına doğdun muhafaza edilen bir sorunda soludun.Sorununda rengi var sorununda yönü var sorunun cinsiyeti sınıfı var sorunun koltuğa yarar sağladığı durumlar var sorunun puslu hava da oradan oraya atılıp çoğalan himaye edilme durumu var.Sorunun ötekileştirme refleksiyle işaret sıfatı kisvesine büründürülme durumu var.Gerisimi?böl-parçala-ayır-yok et-yönet halidir öyle ya"OHAL"i en iyi sen soludun bizlerin yerine.İsimler değişir,yüzler değişir ama gölgeler hep birliktir.Karanlık gece de aynı şarkıyı söyler gölgeler;kurt puslu havayı sever..
Güldünya diyorsun bir temenni gibi..
hangi yüzle güleceğiz şimdi?
O, bu, yada şu hepsi dışarda hepsi uzktır insana.Hayatın yanında o "uzak" kana yakın bir yerde durur.Kanın rengi kırmızı olmasa vücudun salgıladığı bir atık gibi gizlenen ve hemen temizlenen bir durumda olacaktır belki.Ama kan kırmızıdır temizlenmesi de gizlenmesi de kolay değildir iyi ki de kırmızıdır herşeye rağmen unutturulamamanın unulmamanın rengidir kırmızı.bir temenninin rengi olur bir temenninin rengi durulur..Kan çeker,kan oturur,kan tutar.Kan,emici değildir.Kan emicidir insan..Güç kanın kokusunu alır derinin altında devinen kan bir başkasının kanına bulanan elin içine nüfuz eder kan kana karışır insan güce bulaşır.Güç her zaman kana açtır.Derinin üzerine bulaştığında kan kolay kolay sıyrılamaz insan ölüm kokusundan.
Güldünya diyorsun bana bir temenni gibi..
oysa kana buladık seni..
Kan kadınlılığın rengidir aynı zamanda erkek bozduğunda.Bir emanetin el değiştirmesi kadının beline kırmızı kurdela bağlandığında.Emanet el değiştirir babadan oğula geçmiştir bir meslek,taht gibi erkeklik erki.Bu şartlar altında gelişir kadınlık ritüeli.Kadının kendiyle kurduğu ilişkisi"emanet"tir korunmak üzerine inşa eder kendini.Bunu arar bunu bulur yada bu uğur da yok olur.kendiyle kurduğu ilişkisinde de yada bu rolü sahiplenen erkek tarafından da korunması gereken kendisi değil kadınlığıdır cinsiyetler bir kez daha kutsanır.insanın ahlakına kazınan mülk bir insansa o vakit sıyrılamıyor insan kendi tutsaklığından.Çevreleyen kabukların tutsaklığında seyretmek ne kadar güzergahsa o denli kendi -karanlık- sapağına girmiş oluyor insan.
Ve kadın için bu sapağın adı aşk oluyor kimi zaman.Aşk bir kaçış olduğunda;geç kalmanın aktidir benliğine.cinselliğiyle kutsanan kadın aşkı kahraman yapar kendine.İçinde bulunduğumuz,içimizin karanlığında dünyayı görmek için bereket tanrısı mumlarımızı yakıyoruz görmesi gereken bizim gözümüzken bunu mumun ucundaki fitilden bekliyoruz.Yarasanın geceye ihtiyacı var insanınsa kendine.

02 Eylül 2009 3-4 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar