Gurbet Ahh O Acı Gurbet
Gurbet tarif edilmesi imkânsız bir duygudur. İnsanlar doğduğu yerde bir şeyler yapmak ister, yapılacak bir şey yoktur. Okumak ister, okuyacak okul yoktur. Hayallerimizi gerçekleştirmek, anamızın babamızın kardeşimizin köyümüz ve köylümüzün kaderini değiştirmek için bir bavulla zorunlu olarak terk ederiz memleketimizi. Gurbete çıkan her insan bir gün tekrar döneceğim diye terk eder yaşadığı doğduğu yeri.
Gurbet zorunlu bir ayrılıştır. Sevdiklerimizin bildiklerimizin emin olduklarımızın, senin, benim, onun olmayan yerdir gurbet. Dilimi konuşan, derdimi anlayan, sevdamı paylaşan, hiçbir kimsenin olmadığı, bedenimin yanımda gönlümün memlekette olduğu yerdir gurbet. Gözlerimle anlaşabildiğim insanların olmadığı, yalnızlığın içimde kök saldığı, karnımın tok, ruhumun boş olduğu, kulağıma tanıdığım musikilerin gelmediği, her sabah ah diye özlemle uyandığım yerdir gurbet.
Ölürsem gömülmek istemediğim, vurulursam gözlerimin, kandırılırsam yüreğimin, üzülürsem tüm benliğimin sızladığı, , herhangi bir yerdir gurbet. Dereleri derelerim, dağları dağlarım olmayan, yollarına yollarım diyemediğim, köyü köyüme benzemeyen herhangi bir yerdir gurbet.
Gurbetten dönmek hep bir umuttur, her yeni gün biraz daha umutlar azalır. Aynı çamura gömülenin çırpındıkça batması gibi. Çünkü gurbete giderken bir kişi iken; dönme vakti gelince eş, çocuk, torun derken onlarca kişi olmuşuzdur. Bir çanta ile geldiğimiz gurbet, bir tırla dönülemeyecek kadar olmuştur yükümüz. Dönülmek için çıkılan bu yol dönülmez bir yol olmuştur. Kaderini değiştirmek istediklerimizin yerini eş çocuk torun almıştır. Artık gurbet ne yana düşer diye sorarlarsa 'Her bir yana düşer be usta deriz' ah çekerek.
Hiçbiryere gitmeyip de, günboyu yalnızlaşmaların itiş kakışları ortasında birbirini anlayıp dinlemeyecek kadar kendinden yoksullaşmalar da gurbettir..Orda doğup büyüdüğünü sanki günboytu yabancı kılmalar için yarışan. Değerli emeğe katkı sunar umuduyla ve sevgiyle.