Halk Ve Halkçı Kavramı - 4
4-] Çünkü ittifakı yeni halktı yapı içinde, toplumun tutkal oluş bağı, bireylere ve halkın kişilerine yetersiz de olsa, toplum bilincine göre bir takım sunumlar yapmaktadırlar. Ve yine egemen sınıflar da halka; çeşitli ideolojilerini, halk tutumu ile bağdaştırıp, alan el ve veren el olma ram oluşunu pompalamaktadır. Toplumla bir tekno teknik (araçlı) uygulamalar girişmeli düzenleşişlerin akıl edilip, bunun toplum ve sosyal insan yaşam üzerine uygulamalarının yeni yeni bilinçti sınama yanılma uygulamaları gerçek eşiyordu. Kastçı sınıfsal kabullenişlerin, baskı uygulamalı, girişmeci yerleşmeler dönemiydi.
Giderekten üretim araçlarından yoksun kalacak olanların, sınıfsal olarak dayanışma bilincini de kırmaktadırlar. Yine de halkçı olmanın günümüzdeki evrimsel kavranışı eski etnikçilik üzerine olmayacağı olmalıdır. 'Halkçı kültürel sosyal sınıfla, ekonomik kültürel sosyal sınıfı' kuşatmasının bir sahibiyetliği olduğu söylenebilir.
Halkçı kültürün temeli, etnikçi kültürlerlen gelen, yeni ittifakı toplumsa oluşlarlan girişendi bütünleşme bağlı yeni bir totem inançlaşması olduğu unutulmamalıdır. 16 bin yıl önce halkçı kültürler yoktu. Etnikti izole yaşamlı, sosyal birlikti grup kültürleri vardı. M.Ö 2000'ler de ise halkçı kültür iyice gelişip şekilleşti, halk monoteizmini iyice biçimleştirmişti. Şimdi de 12 bin yıl öncesinin totem aidiyetlikleri içindeki sağlayıştı bilinçleri ve kimliği olan etnik sosyal gruptu sınıf bilinçleri ve saf bir etnik aidiyetlikleri yoktur. Yeni aittilikler güncel olanlarlan dönüşmüştürler. Şimdiki güç, eski olanın değil; yeni aittilik olanın gücüdür. İndirgenemez.
Ancak kabile topluluklarında bu etnik gruplara dek sınıf (aittilik) bilinci vardır. Buradaki sınıf kavramı, sosyal birlikler içi hizmetin, birbirlerine göre, totem bilinci oluşluklara göre durumudurlar. Değilse toplumdaki gibi üretimsel ayrışmalardan kaynaklı sınıf değildirler. Çağdaş bir halkı olan toplumlardaki bu öznel totemi aitlikler; sosyal genli bir aktarımın baskılanır ve üzerine yeni değişmeler alacakla, gelişir olan bir sosyo öznel otantikliğidirler.
Artık, totemlerine göre ayrışan, sosyal sınıfların yaşam sağlayışları yoktur. Bunun yerine, geçmiş etnik sosyal özelliklerin söylemsel ve öznel tasavvurcu benimsenmeleri vardırlar. Totemi aidiyetçi her bir düşünmenin, o kendi düşünmesi içinde; kişiler bazlı, sosyal genetik duyuşun öznel oluşuyla, kişinin öznellik içinde kendisini eritmesinin duyuşsa olmaları vardır.
Halkın nasıl bir etnikti inanç tanımlanması oluşuyorsa, toplumunda bir tanımlaması vardır. Birkaç tanesini belirtelim. Halk, nasıl bir tüketim alanı ise, toplumda bir üretim alanıdır. Toplumun da; teknoloji, üretim araçları, gibi bir nesnel yanı ile insan gibi bir de öznel yanı vardır. İşte toplumlar, bu nesnel yanıyla, öznel yanlarının bir organize bulunuşla oluşudurlar.
Halksa ve toplumsa yaşama değin, insanlar da adeta ve zorunlu bir iki yaşamlıdırlar. Nasıl iki yaşamlı bireyler denizde, karadaki gibi karada, denizdeki gibi davranamazlarsa; toplumda da halk içindeki gibi halk içinde de toplumdaki gibi davranamazlar. Bu tutum bir bilgi ve bir bilnç olmanın zorunlu durumudur.
Toplumlar geçmişte halka yönelik anlamalarla adlarını almışlar. Görece tarihi gelişimi içinde geçici bağıntılı ulus veya millet gibi referanslarla, halkın yeni topluma ait millet ya da ulus oluşlarıyla aitti birlik bilinçlerini oluşturmuşlardı. Şimdi ise teknolojik üretimle ve tüketimli bloklaşışlarla, evrensel kümeye giden yolun ön envanter biçimleri olacak çeşitli şellinde bir aidiyetlik içinde, eski ve yeni aidiyet bilinci savaşımı vermektedirler.
Halk ve toplum birbirine ilişkileştirilmelidir. Bu ilişkinlik; kesişimli düzey ve düzlem, alanlar girişmesidirler. Toplumlar, bu iki öğedi ilişkileştirilmesinin bir sistematiğidirler. Bu iki öğedi ilişkiyi (öznel ve öznele göre ilişki eşmeyle, nesnel ve nesnele göre ilişki eşmeyi) birbirinden tümden ayırırsanız, halksa ve toplum sal travmalar yaşanır. Uyruktu sahibiyet bağı tavsar.
Nesne ve özne bir birlikte diyalektiktir. Özne ve nesne özdeğin bağıntılı bir belirme biçim durumudurlar. Belirme biçimlerinden biri oluşmaya yön verirken, öbür alan üzerinde baskın olmayı, onda haki bir beliriş yapmayı yeğlemez. Yeniye göre eğim ve şekil alışla ilişkinliğini, yeri gelincede o ilişkinliğe katkın olacak etkinliğini ortaya koyarak tekrardan bir balans ve istikrar ortamına çekilir. Yani zorunlu oluşla toplum gibi üretip, halk gibi tüketeceksinizdir. İkisinin bağıntısını değişken hukukunuz ve değişir teamüller sağlar. Bundan kaçınamazsınız.
Sürecek