Halk Ve Halklar - 7
Halk, toplumun kesimleri değildir. Aksine halk, toplumun sosyal (insan ve insanlar girişmeli) yaşantısal beliren, totem kandaş aidiyet ve inanç bağlarını güden etnik topluluklar karışımıdır.
Halk homojen olmayıp, (inanç, etniklik ve özel yaşantılımından ötürü) hetorejendir.
Toplum halka yansır. Ama halk topluma yansıyamaz. Halkın ekseni devinimi toplumsal olanı; üretimi bilmez. Topluluk toplum değildir. Toplum; birey insan- ve nesne (üretim araçları) ve üretim (gelir) ve paylaşım eksenli bir girişmedir.
Toplumun kesimlerine, üretim sektörleri ve hizmet sektörleri denir. Sektörlerin temeli üretime ve üretim ilişkilerine dayanırlar. Sektörlerin üretimsek olacak her bir girişmesinin; halkla hiçbir ilişkisi yoktur.
Halk, toplumda çalışıp pay alan bireyin gelirinden ötürü toplumuyla, girişir. Toplumun yurttaşı olarak girişir. Halk toplumun yurttaşı olacaktan, toplumdan bir çok hizmetleri alır. Yine halk bu hizmetler karşılığı, devlete ve topluma vergi verir. Değilse yurttaş toplumuna karşı; 'madem ki benden vergi alıyorsun; okula nasıl gideceğime karışma' diyemez.
Bunu diyen yurttaş; en cahil, en bedhah yurttaştır. Bunu diyorsanız devletten güvenlik talebiniz, sağlık talebiniz, yol talebiniz vs. de olmamalıdır. Çünkü vergiyi bu sağlayışlar için verirsiniz. Vergiyi kişiler; bir lütuf, bir başa kakma olacakta vermeyip; vergi, karşılıklı bir yüküm eşilmedir. Televizyon için ödediğiniz para hatırına, satıcıya tokat atma öznelliğinizi dileyemezsiniz.
Ama vergi veriyorum, eğitim araç gereç ve düzenimi sağla. Vergi veriyorum; yolumu yap, Tehdit ediliyorum beni koru, diyen bağıntılı denetim mekanizmalarınızı harekete geçirebilirsiniz. Demokrasi burada belirir. Değilse, vergi vermeniz, kişisel kibir ve öznelliğinizi topluma dayatmak için değildir.
Aksi halde; ?ben vergi veren bir yurttaşım, senin kuralını takmam' demek ne demokrasidir, ne yüküm eşilmedir. Ne toplum olmanın sözleşilmesidir. Vergi vermeniz toplum içinde özel tutumlaşılmanızın gerekçesi olamaz. Vergisini veren yurttaş, o toplumun halkı içinde heterojen olacakta özerkleşir.
Öyle ise halk, toplum içinde olan toplum kesimi değil. Yani toplum içinde, başaka toplumlar yok. Bu birinci yanlış. Halk toplumun kesimi değildir bu ikinci yanlış. Bir toplumun sözleşen, kurum, kural, üretim tüketim tekniklerinin reel çevresinde kümeleşmekle, o topluma ait, bir halk vardır.
Bir toplumun halkı, tamamen insan elemanlarını içerir. Bir toplumun halkı, kendi içinde çoğuldur. Yani melez biyolojili, farklı inançlı, farklı gelişemeyen dil, söylem gibi kültürleri içeren; totem kandaş bağ aidiyetlikler karışımıdır. Bunlar halkın ve kişinin öznellikleridirler.
Bunlar tarih içinde yararcı rollerini oynamıştırlar. Şimdi halk, kimi özellikleriyle; uygarlığın geride bıraktığı bir kilometre taşı, bir yol taşı olmanın uzantısı olacaktan bulunmaktadırlar. Bu bulunmanın dalgalanan yapısı, toplumları yorar.
Bir toplumun halkına halklar denmesi çok yanlıştır. Burada bilinç körelmesi olmaktadır. Buradaki halklar sözcüğü, halkın oluşturan etnik dediğimiz; totem aidiyet kültürleri ile aynılaşan bir söylem olur ki tam bir bilgi kirliliğidir. Sonuç:
Nasıl şerbet; şeker, su, boya gibi farklı özelliklerin karışımıdır. Ve biz; şekere, suya, renge şerbetler diyemeyiz. İşte etnik yapı en minimal biyolojik özelliklerden ve oldukça çok öznel özelliklerden oluşur. Böyle bir etnik özelliklere de halklar diyemeyiz. Çünkü etnik yapılar homojen bir tek düzeliktir. Kendisinden başka etnik (halk tanımını) oluşmayı içermezler.
Oysa halk, bir yönü ile etnik yapılar karışımı, girişmesidir.Yani etnik yapılar halk dokusu taşımazlar. Bu yüzden de halklar diye tanımlanamazlar.
12.12.2009