Hatıralarımı Görüntülü Arayayım
Herkes sevdiklerinden bir kaç ay ayrı durdukları an, dayanamayıp görüntülü ararlar telefonlarından. Bu da en doğal haklarıdır. Acaba ne yapıyorlar, ne ediyorlar diye merak ederler. Seslerini, yüzlerini çok özlerler. Baba, oğulu; anne, kızı konuşmalarından mahrum edemezsiniz ki. Evlat için de aynı şey. Atasından uzun müddet ayrı kalamazlar, tabi hayırlı evlat ise.
Düşündüm de benim ayrı kaldığım sevdiklerimin sesini duymama bir engel var mı diye. Böyle ne bir kaç ay geçti üzerinden, ne de üç beş yıl geçti. Çok eskilerde kaldı sevdiklerim. Şöyle 40 seneden fazla oldu. Dile kolay değil mi ? Ben hala onları özlerim, unutamam, ara sıra onları yad ederim. Merak ettiniz değil mi ?
Hatıralarımı çok özledim. Unutamadığım o eski günlerimi mumla arar oldum. Hala hiç bir ses, seda yok onlardan. Acaba öldüler mi , kaldılar mı, yaşıyorlar mı, eğer yaşıyorlarsa neredeler ? Yine düşündüm de görüntülü mü arasam telefonumdan hatıralarımı, anılarımı ? Hadi benim telefonum var, onların da var mı telefonu ? Bu modern çağa ayak uydurmuşlar mıdır ? Görüntülü arasam, beni tanırlar mı ? Tanırlar her halde. Daha çocukken yolun ortasında ki çukurun içine düştüğüm o sokağı sorsam, ne cevap verirler kim bilir. Alnımın sağ köşesinde duran, o yara izini göstersem, ağlamaya başlar mı hemen ? Eminim duygulu anlar yaşarız. Yine görüntülü konuşurken, bahçesine sık sık girdiğimiz Leman Teyze'nin ölüm haberini mi verecek diye gözlerinin içine öylece baktığım olur.
Ya onlar bana soru sorarsa, çocukluk arkadaşlarınla hala görüşüyor musun diye. Eski mahallene neler oldu neler bir bilsen diye üzülerek bana baksa. Her şey değişti, yeni yeni beton evler yapıldı, ağaçlar kesildi diye feryat etse. Konuşacaklarımız o kadar çok şey var ki aslında... Aaah ah hatıralarım, anılarım...
Durun bir saniye, şu hatıralarımı görüntülü arayayım. Muhakkak ikinci el telefonu bir yerlerden bulmuştur o.