Hatırlaya Bildiklerim
Kar yağmış şehrin sokakları ıssız. Her gün gazetesini alıp fırından yeni çıkmış, dumanı tüten ekmelerden alıp evlerine dönenler yok. Okula gitmek için servis bekleyen öğrenciler var sadece. Eskiden yürürdük okula, kar, yağmur, çamur demeden, sıkı sıkıya üstümüzü giyer, bir bere ve kaşkolla sarınıp sarmalanıp yolcu edilirdik, unutmuşum yollarda iz bile yokken komşunun çocuklarının benim bıraktığım izlerden geldikleri günleri.
Bembeyaz örtü çekilmiş sokakta ilk yürümenin verdiği bir heyecan vardı, sanki aya ilk ayak basan insan gibi hissederdim kendimi. Benden başka kimse yok, benim ayakkabılarımın bıraktığı izlerden başka iz yok, sokak köpekleri bile daha çıkmamışlar sabah voltalarına, kediler yok, kuşlar yok, camlardan bakan insanlar bile yok. Bomboş sokakta benden başka kimse yok, yeni keşfedilmiş bir dünyada sokağın tek sahibi olarak yavaş adımlarla caddeye çıkar ve benden önce gitmiş olanların izlerinden devam eder ve devam ettikçe yalnız olmadığımın farkına vararak kurduğum düş, düşsellikten çıkıp gerçekle karşılaşırdım.
Bazen inat eder, kimsenin basmadığı yerlere basarak giderdim, kendi yolumu kendim açardım. Belki çocukça bir oyundu belki de arkamdan gelecekler için en kestirme, en iyi yolu açmak için. Yıllar geçti bildiklerimi unutmuşum işte, şimdi bir düşüncesel uykudayım sanki, artık nedense hep başkalarının bıraktığı izleri takip ediyorum, yeni yollar açmaktanmı korkuyorum acaba, yoksa arkamdan kimsenin gelmeyeceği düşüncesimi ürkütüyor beni.
Oysa emindim okula giderken perdelerin arkasından bakan insanların olduklarına, sokakta birisinin açacağı izi beklemekteydiler gazetelerini ve ekmeklerini almak için. Açılacak izi görüp cesaret almak için, birisi gitmiş o giderse bende giderim diye, beklemektelerdi tül perdelerin arkasında gizlenerek, kimseye görünmeden, korkarak, cesaretsizce. Belki bir kaçı hazırcılıkla, ama beklemekteydiler, ilk gidenin arkasından gitmeyi.
Bu gün sürüden ayrıldım yine, kendi yolumu kendim açtım kara bürünmüş bembeyaz sokağımda. İlk izler benimkilerdi, ve arkamdan geleceklerdi, fakat bu kez onların arkamdan geleceklerini düşünmeden, kendim için, ilk olmak için değil, bir değişiklik olsun diye değil, kendi yolumu kendim açmak için yürüdüm. Bildiklerimi unutmuşum dememek için yürüdüm kimsenin yürümediği kar yığılı tümseklerden, üst geçit merdivenlerinden, beyaza bütünmüş şehrin caddelerinden. Bildiklerimi unutmuşum... hatırladım, Aya ilk ayak basan olmanın verdiği heyecanı, mutluluğu, huzuru...