Hayallerimi İsraf Edemem
Dalyan yine kurulmuştu bizim sahilde,balıkçılar canhıraş balık ağını denize atıyorlardı,denizin içindeki tahta direklerde,kızgın güneşin kavurduğu denizin alnında,gelecek balıkların hesabını kurarken bundan sağladıkları kazançla eve mutlu gideceğinin hayalini kuruyorlardı.Martılar üzerlerinde avlayacakları balıkları beklerken,sarı uzun çizmeli,kara ve ak sakallı adamlar,başlarında siyah tekkeleriyle,ağlara sıkıca asılıyorlardı...
Sabahın fecrinden,akşam güneşinin batışına kadar onların bu heyecanlı bekleyişlerini seyretmek,ruhumun derinliklerine uzun uzun dalışlarımdı sanki.Her seferinde denize binlerce kez dalıyor,balıkların arasında bende kulaçlarımı atıyor,denizin üzerine vuran yakamoz ışıklarının saltanatına kapılıyorum sanki.Hayal insanı en çıkılmaz gerçeklerin arasından alır,en olmaz denilen beklentilerin kucağına atıverir.İnsanların umudunu yitirmediği tek sebep,gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin kurduğu hayallerdir..Ben,en çok bazen göl kenarında,bazen deniz kenarında hayal kurmayı severim.Hele akşam güneşinin batışına kapılıp gidersem hiç kimse kolay kolay geri döndüremez beni,kuşlarla uçar giderim başka diyarlara,deniz olur,kabarırım köpük köpük ve dalga dalga vururum gönlümün sahiline,dolunay olurum geceleri mehtabı seyrederken,yıldız olurum parlarım,tüm karanlıkta boğulan hayallerin üzerine.Ağaç olurum dallarına yuva yapan kuşların, rüzgar olur eserim bazen,bazen sıcak bazen soğuk uzak diyarlara. Sonra hayallerin yorulduğu anda dönerim özüme.
Dalyanı seyrederken akşam olmaktadır onu fark ederim.Başlar balıkçılar balıkçı tekneleriyle,iskeleye doğru.Teker teker tekneden inen balıkçıların ifadelerini seyderim biraz,kimi mutlu kimi dalgın.Şayet yaptıkları hesap uymamışsa çarşıya yazık hayallerine.Topladıkları ağlarında ne kadar çok balık,o kadar çok sermayedir onlar için.Sonra hepsi eşyalarını toplayıp,koyulurlar balık pazarının yoluna,her birinin kısmeti vardır ne de olsa o pazarda,yüksek tepelerden seyretmek hele onları bir harika..
Sonra başka bir gün bende balık hayaliyle,alırım delikanlımın oltasını, anne nereye sorusuna,cevabım tabii ki denize...Anne dur bekle der arkamdan yüksek sesle,ona aldırmadan basar giderim kayalıklara,dayanamaz yetişir arkamdan,çünkü bilir beceremem ki onun gibi balık tutmasını.Bir iki denemeden sonra öğretir bana da balık tutmasını,hayalim onları,tutup evde bir ızgara yapıp,balkonda yemek,onca balığı tuttuktan sonra,onların zıpladıklarını gördükçe,onları ölüme terk ettiklerimi düşünürüm,bu içimi ürpertir ve onların denize ait olduklarına karar verdikten sonra tek hamleyle denize salıveririm.Bazen çelişkili tavırlarım beni de şaşırtsa, ben genelde hep duygularıma yenik düşerim nedense.O an balıkların ağladığını,bana yalvardıklarını gördüm.Onları yemesem de olur dedim,akşam yemeği bu akşam ıspanak olsun ne de olsa delikanlım da çok sever.
Oğlum bana söylense de, biz eve dönerken,tamamdır karar verilmiştir,yapacak bir şey yok,hayallerimde böyledir,tam en güzel yerinde,başka şeyler olur ve hayallerimi bir türlü gerçekleştiremem..Neyse ki hayaller bedava,vademin süresince istediğim kadar kullanabilirim,ama onları boş yere israf edemem.Çünkü onlar değerlidir,insan hayatında...