Hayat Beş Taş Oyunu Sanki
Hiçbir zaman unutma yaşadıklarını diyeceğim ama muhtemelen unutacaksın,20 yaşın verdiği sarhoşlukla.
Aslında bir baksan farkına varacaksın; An be an günler tüketiyorsun ardı sıra katar misali.
Ne olur yapma. Senden 9 sene öncesinde devam eden bir hayat tasavvur edebilir misin? Bilmiyorum. Senden sadece istediğim bu aslında.
Sakın aradaki zamanı azımsama. Ben 9 seneye bir hayat sığdırdım aslında. Çok âşık oldum evli olduğum adama ve kucağına bir hayat bağışladım ki ?nasıl bir bahar- sorma. Sarı kıvırcık saçları ve yemyeşil gözleriyle hiç bilmediğim mevsimleri kıskandıracak bir kız yarattım varlığımda. Saygı duyduğum ve insanların saygı gösterdiği işime sahip olmak kolay oldu sanma. Eyvallahın olmasın; döküyorsan alnının terini gerçekten, seni ezmek isteyen insanlara.
Ben bu dünyada hiçbir şeyi ertelemediğime inanarak yaşasam da, mutlaka oldu gıpta ettiğim hayatlarda. Kör olma sakın aşkından ve sen var olmadan, dik durmadan bu hayatın karşısında kimseye faydan olamayacağını hatırla. Ardına bakarak ve bastığın yerden emin olarak yaşa.
Bedenine inat inkâr et büyüdüğünü. İçinde beslenen çocuk tanıdığın birçok insana göre o kadar olgun yaklaşacak ki sorunlara, sen bile şaşıracaksın. Kısacası hiçbir acelen olmasın koca bir kadın olmak için bu yıllarda. Gün gelip yüzündeki çizgilerle yaşamaya alışacaksın ve anlayacaksın muhteşem bir kadın olduğunu bu dünyada.
Kimseye muhtaç olma, etrafındaki yıkılmışlıklara bakıp daha da batma sorunlarına. Feyz al ve şükret elindeki küçük mutluluklara. Faydan olsun istiyorsan ihtiyacı olan insanlara, yaşıtlarının belki de sadece dans etmek için kullandığı ayakların aslında üstünde sapa sağlam durmak için daha gerekli olduğunu aklından çıkarma.
Demiştim ya unutma çocuk yanını diye sana; günlerini oyun tadında yaşayabilmen içindi aslında.
Hayat beş taş oyunu sanki, ben öğrendim ama büyüdükten sonra.
Bak şimdi anlatayım sana da... Önce en son on yaşında oynadığın 5 taş oyununu hatırla.
Hayatta aynı o beş taştan ibaret aslında.
Yaşanmışlıklar arttıkça ve birden fazla mutluluk sığdırmaya çalıştıkça avuç içi kadar yüreğimize git gide zorlaşıyor ne kadar kolaylaştırmaya çalışsan da.
Tam beş çakıl taşı eşit olur mu dersin koca bir hayata?
İsimlendirsek ya da daha doğrusu sıfatlandırsak;
Birincisi;
Benliğimizden başkası olamazdı herhalde, düşünsene bir havada bir yerlerde, iniş çıkışlar anlık. Ve hep tek başına. Diğerleri bir avuç içerisinde aynı anda saçılırken yere, benliğimiz sürekli diğerlerini toparlama çabasında. Hep en albenilisi değil midir zaten namı diğer ebe taşı.
İkincisi; aşk mı dersin?
Dersen doğru dersin.
Hani aksi iddia edilse de kolay âşık olur ya insan. Benliğinin yalnızlığına katık eder, yalnız yoluna yoldaş eder aşkını insan. Birde en yukarılardayken yakalamaya çalıştığı an ya ortalarda buluşur, ya da aşkı yakaladım derken benliği yerle bir olur.
Üçüncüsü;
Biraz zorlayacak sanki zihni. Ama ben sevgi koydum adını. İnce ayrıntıdır sakın karışmasın, sevda değil, çünkü karaymış sevdanın anlamı. Sevgi. Duruca. Aşkı alınca avucunun içine, benliğinle bir araya getirince ve ikisi bir bütün olunca, sevgi oluyor sımsıkı tuttuğun üçüncüsünün adı aslında.
Dördüncüsü;
Aile olsa gerek; hep bir artarak; eksik kalırsa oyun bozulacak... İçinde mutlaka aşk olacak; sevginin kokusu genzi yakacak. Usta olunacak ki elde avuçta tutulacak...
Beşincisi;
Belki de en zoru; bana sorsan adı Hayat olacak... Öyle ya hepsini ardı arkasına alacak. Ve ne kadar usta olunursa olunsun bu oyunda; bir dağılırsa toparlanmasına imkân olmayacak...
Unutsan bile anlattıklarımı sana,
Sen sen ol izin verme hayatının dağılmasına;
İçinden geldiği anda aç kollarını iki yana, avazın çıktığı kadar haykır bu dünyaya...
İster aşkını, ister isyanını, istersen acını kat haykırışına ama;
Sakın izin verme hayatının dağılmasına...
10`şubat`2009 Aydın...
Gerçekten çok ama çok güzeldi demekle yetineceğim şimdilik,affola....çünkü söylenilecek o kadar çok şey var ki.......yüreğinize sağlık....kalbinize,aşkınıza,kızınıza,damarınızda atan her sevdaya her sevgiye her aşka Allah zeval vermesin...Sesiniz daim olsun...Sevgilerimle...