Hayat Ne Olur Sobeleme Beni!

Biz büyürken bir oyun tutturmuşuz taş kaldırımlarda? Kimi zaman annemizin bizi akşam yemeğine çağıran çığlığı bozmuş oyunun büyüsünü?O sesi hala duyuyorum kulaklarımda.Hatırlarım da vakit bilmezdi çocukluğum. Hissetmeden ayaklarımı sürürdüm evimin sokağında? Ve nerden bilebilirdim bu oyunu bütün ömrümce oynayacağımı ?Keşke annemin sesine kulak verip çıksaydım gizlendiğim yerlerden,daha çabuk olsaydım.Artık sevmiyorum bu oyunu! Çocuksu dokunuşlarda güzelmiş çünkü oyunumuz?
Şimdilerde hayatın bir köşesine saklanmışız hepimiz. Taş kaldırımlardan bu yana tanıdık bi oyun, ?SAKLAMBAÇ? bizim oyunumuz. Çoğu zaman acılarımız,üzüntülerimiz sobelese de bizleri bu oyunun kahramanlarıyız el mahkum.Yenik düşerken bu oyunun ortasında saklandığımız köşelerden çıkamıyoruz işte.Kıvranıyorken ümitsizliğin sancısında her daim ebelerimizi oyun dışı bırakıyoruz. Ebe dediklerimiz ne zaferi tadıyor ne de yenilgiyi sindiriyor. Biz çıkmıyoruz ki saklandığımız inlerden? Güneşi olmayan, anlatsam geceye hakaret olacak kadar zifiri karanlıklardan, bağbozumu tarlalardan, nadasa bırakılmış boş ovalardan?
Bazen analarımız,babalarımız oluyor ebemiz..Onlarla oyun oynanır mı hiç?Oynanmıyor işte sözlerini tutamadığımızdan ateş gibi yanıyor yanaklarımız. Utançtan kırmızıya çalmış bir yüzle devam etmiyor ki saklambaç dediğimiz. Yılların pişmanlığı ya da kötü bir söz sobeliyor bizi? Kıskıvrak yakalanıp çıkmasak da inlerimizden vicdanımız büyütüyor oyunu? Ebeye gözyaşı ;bize söylenmemişlik kalıyor.Çocukluğumdaki gibi güldürmüyor ki saklambaç dediğim? Hayat sobeleyince hep ağlatıyor. Ya bir cenazede, ya kahredici bir ayrılıkta, yüreğe kazılan bir matemde son buluyor oyunumuz?
Ya bu ebe sana ömrünü adamaya söz vermiş ama senin buna bir türlü inanmak istemediğin bir yar olursa, canından öte bir can, bir sevgili olursa? Deli dolu tutkun sana. Sen dalgalı bir denizken o ise vuracağın bir sahilse, vurdukça dineceğin sakin bir limansa?Kuytuluğunda gizli sevdanı yeşertebileceğin yosun kokulu sahilin?Sen zaten vurgun yemişken böylesine kalbinden yaralı devam edersin oyununa.Sobelese de beni teslim olayım dersin sevginin kollarına?Ama hayat sobelerken seni vazgeçer dalga sahile kavuşmaktan.Tükenir maviliğin her kıvrımında.Yaşadığın o sonsuzlukta boğar seni mavinin elleri.Ya sevgili? Ya en sevdiğin ebe? Ya kalmak istediğin iskele? Beklemez mi seni gece karanlığında,gündüzün sıcağında?Saklambaç oynanan o köşe başında?Acıtmaz mı kum taneleri tenini?Boylu boyunca uzanıp beklemez mi seni?Mızıkçılık yapacağını düşünüp vazgeçmez mi bu ebelikten?Sen lanetler yağdırmaz mısın kendine?Böyle oyun olur mu?Kurallar bozulur da saklambaç oynabilir misin?Bu ne bir ağaç arkası, ne bir masa altı?Saklandığın yer sadece senin düşlediğin belki de büyüttüğün korkak hislerin.Ebeyi hiçe saydığın oyun sana sadece saklanmayı mı öğretiyor ya?Bu ne biçim oyun?Kuralda çıkmak yok mudur ebenin karşısına?Ya zaferini haykırırsın yüzüne;ya da yenilmişliğin masumiyetinde susarsın ebenin gözlerinde?Ne olur HAYAT SOBELEME BENİ!!!!!!
Ben çoçukluğumdaki bir şeker tadında devam etmek istiyorum düşlerle dolu saklambacıma?Labirentler içinden geçip saklanacağım tabi.. İtiraf edeyim yine yine ve yine mızıkçılık yapacağım? Dudaklarımı düşürüp ağlamaklı bir yüz ifadesiyle çıkmayacağım saklandığım yerden?Orası istediğim kalp olacak zaten?Gerek var mı çıkmaya? Keşfedilmeye? İnsan çıkar mı sahip olduğu yerden?Ben saklambacı bundan sonra seveceğim ve kendi ellerimle öğreteceğim kendi çocuklarıma?
AMA ; YETER Kİ HAYAT SOBELEME BENİ!!

24 Temmuz 2008 3-4 dakika 4 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    "Hayat sobeleyince hep ağlatıyor." off çımbız gibi zannettim kendimi bunca duygu seli arasında kendimi... hayat hiç sobelemisin hepimizi desemde sobelenenler var mağlesef... çok güzel (di)...