Hayat üzerine düşünceler

Her insan için bazı ilk adımlar vardır hayatın belli başlı dönüm noktalarında. İnsanın ayakları üzerine basmaya başladığı bebekliğin o emeklemekten emekli olunan ilk anlarından tutun da, torunlarının ilk adımlarını görüp de ?eee biz de kocadık hanım/bey!? şeklindeki iç çekişlere dek kabarık bir ilk adım listesi uzanır ilahî yazgının kudret kaleminden. Bazen tarifi mümkün olmayan hazların barınağı olan bu ilk ve küçük adımlar bazen de öyle büyür öyle büyür ki kendi adımlarımız altında ezilip, ufaldığımızı hissederiz. Bu elem en ücra köşesine dek işlese de ruhumuzun, bir sonraki adım için zorunlu bir basamak olduğunu hatırlatması hafifletir sızımızı. Ama yine de hayat acılarıyla sevdirecekti tatlıyı ve hüzünle anlatacaktı mutluluğun kıymetini.
Emeklemekten terfi anlamına gelen ilk adımlarımız; ?a benim yavrum, anne de bakiim! A benim yavrum baba de' diye dilimizden dökülen ilk sözcüklerimiz; ana baba kucağından ilk ayrılış olan okula gidişimiz; öğretmenden işittiğimiz ilk azar ve de yediğimiz ilk şamar; kötü görünür diye patlattığız yüzümüzdeki ilk ergenlik sivilceleri; ?tamam işte aradığım bu' dediğimiz ilk göz ağrımız, gönül sızımız; mesleğimize başladığımız ilk günümüz ve ?aldığımda şunu alacağım, bunu yapacağım' deyip ümit listesini bir hayli kabarttığımız halde bir türlü rakamlarını kabartamadığımız ilk maaşımız; bir dostumuzdan gördüğümüz ilk ihanet; hayatta hep bir şeyler paylaştığımız bir yakınımızın ölüm haberini işitmemiz; torun torbaya karışarak ilk nine dede oluşumuz; hastalıkların bizi dost edinmeye başladı ilk anlar ve doğum günü pastamızın üzerini süsleyen mumların pastadan daha pahalıya mal olduğunu anlamaya başladığımız sona yakın anlarımız... Her şeye rağmen; acı da olsa tatlı da olsa ilkler güzeldir. Bizi olgunlaştıran, yarınlara taşıyan o ilk adımlardır...

Sedat Aydın

28 Aralık 2008 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar