Haykırışlarım - 2
Yüzümü yakan ayrılığın korkusu kalbimin en derinlerine işlemiş. Zamanın şahitlik ettiği tüm acılarımdan feragat ediyorum bir sonbahar akşamı. Rüyalarım şeytanın ellerinde bir oyuncak ve ben hiçliğe doğru sürüklenen bir zavallıyım. Ruhumun caddeleri daralmış ve ben kaybolmuşum sokak lambalarının arasında. Sinek vızıltıları beynimi karıncalandırıyor ama yine de vazgeçemiyorum aşk için var olmaktan, aşk ile yaşamaktan.
Rahatıma düşkünlüğüm uzun yıllar sürdü. Ümidimi hiç yitirmedim ben. Firar ediyorum ayrılığın gözlerimde bırakmış olduğu yaşların beni sürgün ettiği parmaklıkların ardından. Ay ışığı yüzümü aydınlatmaya çalıştı ama sol yanım hep karanlıklar içinde kaldı.
Aslında tüm yokuşları tırmanabilirdim bu kadar yorulmasaydım. Gücümü tüketmeseydim aşk rüzgarlarına yenik düşmezdim. Her karanlığa direnecek bir aydınlık var olmalı bu uçsuz bucaksız düş boşluğumun arasında. Bulabilir miyim acaba göz bebeklerine giden en kestirme yolu ?
Dizlerime kadar karlarla kaplı yollar. Kömür kokusu alıyorum yoksulluğun yer edindiği, rutubet kokularının duvarlara yapıştığı ama insanların hiçbir zaman gülüşlerini kaybetmediği bu mahallede. Gecekondu deniyor buradaki evlere. Evet gece konmuş üzerlerine.
Ne Ay ne de Güneş aydınlatamıyor günlerimi. Gökyüzüne her baktığımda bir yıldız kayıyor gönlümden. Ve ben korkarak bakıyorum artık o maviliğe. Seni görürüm diye...
Sevda haykırışları ve bir dolu yaşanmışlık satırların arasında sevda üzerine kayda değer cümleler. Kutlarım içtenlikle Mehmet güzel bir deneme...👍
Teşekkür ederim Ahmet abim.. 🙂