hayvan

Bilmem söylesem mi!..
Yoksa, dişlerimi sıkıca kenetleyip, ağzımdaki beş gramlık canlı lop eti dudaklarımla kilitlesem mi hücresine!
O zaman beş kuruş eder mi şu ?dil' denilen hayvan?

Bulunduğu ortamda herkesin dillendirdiğini dillendiren ?dil' bukalemun değil midir?
Yalan söyledikçe yılana benzemiyor mu?
Başkasının ezberlettiğini aktarırken papağan olmadığını kim söyleyebilir!
Bazen kendini sokmaz mı akrep gibi!
Vahşi bir panter gibi karşısındakini pençelediği görülmemiş şey midir?
Ya da başımızın dış kapısına bağladığımız, gelen geçene havlattırdığımız köpektir, dersem kim küser!
Kim karşı çıkar ki, bazen kuzu olduğunu söylersem!
Gönül derdini anlatırken bülbül kesilmez mi?

Hangi türden hayvan olursa olsun yine de bir kuralı vardır o dil'in. Bilmeyenler için de ?imlâ kılavuzu,? var; var ki en basit bir şekilde bir mektup ya da bir dilekçe yazılırken doğru yazılsın, yazılan ne ise.
Bu kılavuz, karga değil ki şüpheyle bakılsın!..

Bir arkadaşınıza yazdığınız özel mektubunuzda imlâ kurallarına dikkat etmeyebilirsiniz.
Ben de seni özledim, diye yazacakken ?bende seni özledim,? yazıp, ?de' bağlacını bulunma hali olarak kullanırsanız o arkadaşınız size küsmez ya da gülmez; ama bunu herhangi bir metinde, ister şiirde, ister nesirde; bir edebiyat sitesinde yaparsanız, adama hem küserler hem de gülerler... Bu sadece basit bir örnektir. (Klavye hataları bu konunu dışındadır.)

Ben böyle yazıyorum, kime ne!.. İşte bu sözceyi söyleme hakkınız yoktur. Bu bir düşünce değil ki fikir özgürlüğüyle bunu söyleyesin. Bunlar önemli değil, diyenle ise, kendi bilgisizliklerine kılıf uydurmaya çalışmaktan başka bir şey yapmamaktalar.

Adımız ?ukala'ya çıkacakmış.
Çıksın!
Eğer bir yerde çan varsa, arada bir de olsa, birileri zangoçluk yapmalı.

Moiz ölmüş, yakın arkadaşları mezarlıkta son görevleri için toplanmışlar. Karısı Rebeka, durup durup yüksek ve içli bir sesle söyleniyormuş.
?Ahh... Moiz, sen ne güzel keman çalar idin!?
?Ahh... Moiz, sen ne güzel piyano çalar idin!?
?Ahh... Moiz, sen ne güzel gitar çalar idin!..?
Arkadaşlarından biri dayanamayıp Rebeka'nın yanına yaklaşmış:
?Yapma be Rebeka, hepimiz biliriz ki Moiz bunlardan bir halt anlamazdı, çaldığı da dinlenmezdi!?
Rebaka, aynı sesle devam etmiş.
?Anlamazdı ama heves eder idi!..?

Elbette heves etmek güzeldir; ama önce notaları bilmek gerekir!
Değil mi Moiz?
Yoksa niyetin başka mıydı senin!

Ağzımdaki şu hayvana bak!
Şimdi de horoz oldu, vakitsiz ötüyor.
Olsun!
Kokarca ya da tilki olmasından iyidir.

24 Temmuz 2009 2-3 dakika 10 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar