Hediye

Yıl 1980 on dört yaşındayım,annemin beni çocuğu olmayan bacısına verişinden sonra anneme ilk dönüş günüm.Annemin yanaklarında al elmalar oturmuş gibi sanki,heyecanla boynuma sarılıyor ama tedirgin.Kıvrım kıvrım yılan gibi kıvrılan rayların üzerinden geçen trenler geçmişe doğru yolculuk yaptıkça,soğuk demirleri yüreğimi dövüyor adeta.Oysa bugün bol güneş ve çiçekler doldurmalıyım gönül heybeme,zira ruhumu çökerten bu ikilem bitmeli artık.

Ağlama ve gülmek arası meczup bir haldeyim,sevinmeli mi yoksa üzülmeli miyim bu halime diye tereddütlerim vardı.Annem bacısının kırılmaması adına keşke kalsaydın orada kızım dediği an, oldukça kızmıştım.Lakin daha sonraları içimi yakıp kavuran özlem ateşi,annemin kınalı ellerine,sıcak göğsüne süründüğümde sönüvermişti.

On dört sene boyunca her anneler gününde her iki anneme de hediyeler alırdım,hediye seçiminde oldukça zorlanırdım.Çünkü kendi annemin neden hoşlandığı, neler beğendiği hakkında en ufak bir bilgiye sahip değildim.Ve yine o kritik anlardan olan o anneler gününde ikisine de eşit aynı hediyeyi aldım.İki likör takımı,annem beğendi beğenmesine de,onu koyacak vitrinin olmadığından dolayı oldukça üzülmüştü.Keşke kudretim ona vitrin almaya yetseydi diye içerlenmiştim.Annemi her ziyaretimde likör takımını beyaz masanın etrafında görüyordum.Yaşadığım evde ise vitrini her temizleyişimde aldığım ilk gün yerine yerleşen likör takımlarına dokundukça adeta içim ürperiyordu.

Anneme dönüşümün en güzel yanı ona anneler gününde en güzel hediyeyi almaktı.Lakin yine kudretim annemin heves ettiği o vitrini almaya yetmeyecekti.Annemi yavaş yavaş tanımaya başladığımda,onun küçük ama anlamlı şeylerden daha çok hoşlandığı kanısına vardım.Babamdan para istedim.Babam sordu ne yapacaksın dedi.Anneme anneler günü için hediye alacağımı söyledim.Malum babam bir işçiydi,bana para verdiğinde diğer kardeşlerime de vermesi gerekeceğini bunun da imkansız olduğunu söyledi.O zamanlar liseye gidiyordum.Okuldaki kantinden hiç yiyecek almadan bir hafta boyunca evden sandviç yaptım.Okul harçlıklarımla anneme uygun bir hediye bakacaktım.

Beklediğim o heyecanlı gün gelmişti.Annem çiçekleri çok severdi,bahçesinde her çeşit çiçek yetiştirirdi.Ona cam bir vazo ile,bir de küçük saksıda açmış bir menekşe aldım.Ellerim arkada koşarak anneme yanaştım.Annem yine her zamanki gibi oldukça yorgundu.Çünkü tüm işlerle ve iş de çalışan kızlarının çocuklarına bakmakla meşguldü.Anneme doğru tam yanaşıp hediyemi vermeye hazırlanıyordum ki,annem koşar adım sokakta oynarken düşen torununa doğru telaşla koşmaya başladı.Ona defalarca sesleniyordum ama beni duymuyordu.

Yeğenimin yaralarını iyileştirdikten sonra bana doğru yaklaştı ne istediğimi sordu.

_Hiç dedim.Anneler günün kutlu olsun.
Lakin ona uzatacağım mor menekşeler sanki yüreğimle birlikte solmuştu,aldığım cam vazo ise,o an ki panikten yere düşüp paramparça dağılmıştı sokağın ortasına.O gün anneme çok kızmıştım.Bana yine zaman ayıramadı diye.

Bugün yine anneler günü,elimde toprak saksıda bir kaç menekşe öylesine alıngan öylesine donuk bekliyorlar,mezarına koyulmaları için.Benim ise yüreğim oldukça buruk,keşke geçmişimde o cam vazoyu kırmadan,menekşeleri yolmadan sabredip anneme verebilseydim.O günlerde en azından hediyemi eline verebilecek bir annem vardı.Şimdi ise hediye alacak kadar kudretim var ama,hediyeyi verecek annem yok...

Not:Çocukluğumdan bugüne kadar,boşluğunu sevgisiyle dolduramadığım ve onu sevmeye hayatım boyunca doyamadığım canım anneme ithafen...

13 Mayıs 2012 3-4 dakika 74 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (4)
  • 12 yıl önce

    Seçkiyi kutluyorum,başarınız daim olsun.Sevgiler.

  • 12 yıl önce

    Naif yüreğiniz ve paylaşımınız için Ülkü hanım size ve şiirkolik ailesine sonsuz teşekkürler.Bu anneler gününde bana verilen en güzel ve en anlamlı armağandı.

  • 12 yıl önce

    👍👍👍sahte olmayan tek gerçek sevgi Anne sevgisidir👍👍👍

  • 12 yıl önce

    Hüzünlü bir deneme, böyle durumlar Anadolu'da çok oluyor, biliyorum benim çevremde de var, çocuğu olmayan kadınlara fazla olan akrabaları bir çocuk verebiliyor, ama bence çok yanlış bir davranış biçimi... Böyle bir durum varsa eğer en güzel alınabilecek yer kimsesiz çocukların bulunduğu kurum ve kuruluşlardır ki kanımca bu daha uygun ve daha sevaptır. Güzel bir deneme öykü tadında kutlarım Sevtap hanım içtenlikle...👍