Hesap Lütfen

- Garip sen hiç bu kadar sabırlı olmazdın. Nasıl katlanıyorsun ? Bak şaşırdım şimdi!

Dışarıdayız. Uzun zamandır Paris' teydi Filiz. Özlemedim desem yalan olur. Ama tüm gücümle bu özlem duygusunu nefesimi tutarak gizlemeye çalışıyorum. Yağmur yağacak. Mevsimler değişti. Alabildiğine kapalı gök yüzü. Eskiden bu han bu kadar tenha olmazdı. Yaşlı adam kahvelerimizi getirdi. Geniş yağmur şemsiyesini açtı. Yeşil ve beyaza büründü masa. Bazı yeşil çizgiler Filiz'in saçlarına yanaklarına düştü. Konuşacak onca yüklü konu varken hangisiyle başlasam diye düşünüp dururken yıldırım patladı. Filiz ürktü ani bir refleksle ellerimden tuttu. Çekemedim birden bire. Korkmuş olabilir miydim ben de? Hayır ama Onur' un hatırasına karşı içim dışım allak bullak oldu. Karıştım. Ağlamaklı oldum. Gözlerimi çevirdim. Her yolu denedim ve hiç biri olmadı tutmadı. Sanki şans oyunlarına yazdığım rakamlarımda 9 u yazmayı unutmuşum öyle bir savsaklık hayıflanmalık aptallık var üzerimde. Düş kırıklığının da böylesi olur muymuş? Tüh dedim.

- E anlatsana paris nasıldı nasıl bir yerdir Paris? Sevdin mi orasını? Yaşadığın yer. Oturduğun ev güneş alıyor mu? Ya çocuk? İyi mi? Büyüdü mü? Getirmedin mi? tüm bunları sormam gerekirdi ama Onur'un tuttuğu notları almaya gelmişti işte o koca koca badem gözlerini açıp göz kapaklarını yeşile boyamış siyah çizgiyi neredeyse kaşlarına kadar  çekmiş deri ceketiyle ensesine kadar kesilmiş lapiska saçlarıyla ince uzun parmaklarıyla kahvesini yudumlarken ve ben ne zaman elimi kurtarmıştım onu da hatırlamıyorum. Bakışları üzerimdeyken...Olmadık bir                   soruyla durakaldım yağmur başladı. Serçeler seslerini kestiler. İncikciler boncukcular tentelerinin altlarına geçtiler uzaklardan seyyar satıcıların sesleri geliyorken sen dedi kilo mu aldın? Yoo dedim. Sana öyle gelmiştir. Güldü. Zaten bana hep öyle gelir.  Onur' a gidiyor musun bari? Ziyaret ediyor musun Onur' u? Eh işte. Çok burnumda tüterse ya da yılarsam bir şeylerden...

Yağmur dindi. Oluklardan akan suların sesleri kesildi. Paketten bir sigara çekip yaktım. Filiz' e ikram etmezdim. İçmezdi. Biliyorum. Bana yok mu dedi? Kısa bir müddet baktım ne ne var gibi baktı. Başladım işte. Yaktığını bana ver. Canım çekti. Kibar değilsin. Kabasın ve hiç değişmeyeceksin sen...Filiz'de ki görüntüm kişiliğim bu. Abdullah'ın meyhanesinden kaldı. Yamadı bana Filiz. Bir de yakıştı dedi o zaman. Yamadı ve yakıştı. Doğru...Kırılmadın inşallah. İnce belli çay bardağı gibisin. Birisi dokunmasın sana. Birisi yaklaşmasın. Sen sevme onlar sevsin sonra da onlar her kimse bırak onları...Bu mudur Allah aşkına...Canımı acıtmaya geldiysen notları unut istersen. O çok istediğin notları...Senin canın acımaz salak. Ruhsuz! Kapatmayacaksan kalkıyorum. Senin bu aşağılamalarını dinlemeye gelmedim ben. Gelin beni sevin demedim Kimseye. Geldiler sevdiler ve gittiler. Ne var? Geride kırılanlar olduysa benim haberim yok. Yoksa sende mi kırıldın Filiz hanım? Kapa çeneni. Sigara dumanını havaya üfledi. Senden nefret ediyorum. Onur benimdi. Benim olanı aldın elimden. Ciddi misin? Onu o zaman düşünecektin. Onu aldatmadan önce...Kapa çeneni serseri! Sen hangi hakla yargılıyorsun beni? Bilip bilmeden konuşma. Ne malum belki o daha önce aldatmıştır beni. Onur mu? Ha si..tir...Yapmazdı böyle bir şey! Emin olma salak...

 










22 Ağustos 2019 3-4 dakika 181 denemesi var.
Yorumlar