Hisler de Ölür
Gençlik yıllarımızda,dillere destan olup sinemalara konu olacak aşklar yaşamasak da,başımızdan iyi-kötü bazı olaylar geçti,hepsi tarihin unutulmaz sayfalarında yerini aldı çünkü onlar benim için hem anı olarak kalacak hem de sır.
Kimilerini tanıdığıma pişman oldum kimilerini tanımadığıma.
Kimilerinin ümit vermesinden yoruldum kimilerinin yarı yolda bırakmasından.
Kimi gözünün üstünde kaşın var dedi kimi evin damın yok dedi.
Hisler de ölür...Bir zamanlar aşkından yanıp tutuştuğum,yemeden içmeden kesildiğim,canına canımı bağladıklarım şimdilerde bir yabandan farksız artık benim için.Hisler,çiçek gibidir;doğru toprağı bulamaz ve yeterince sulanmazsa ölür.Aşkın yaşı var mıdır,bilemiyorum ama her şeyin 'zamanında'yaşanmasından yanayım.
Aşık olamadığım için şiir de yazamıyorum,aşkın ilacı bulunsaydı ilk alıcısı ben olurdum her ne kadar insana acı verse de güzel duygulardı.Aşık olduğum zamanlar kalem elimden düşmezdi,şiirler yazardım,ismi dilimden düşmezdi, üstüme başıma çeki düzen verir bir gün dahi görmesem delice özlerdim.
Tek tesellim siyasetçi,yazar ve şair Osman Yüksel Serdengeçti'nin şu eşsiz şiiri:
"Artık olan oldu bize
Gelsende bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüzyüze
Gelsende bir gelmesen de
Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsende bir gelmesen de
Demir tavında döğülür
Ağaç yaş iken eğilir
Çocuk küçükken sevilir
Gelsende bir gelmesen de
Bir candır bu, bir andır bu
Giden gelmez, bir handır bu
Dağ-taş değil, insandır bu
Gelsende bir gelmesen de
Göreceğin bir boş kafes
Ceset kalmış, çıkmış nefes
Nerde o can, nerde o ses
Gelsende bir gelmesen de
Serdengeçti artık bitti
Bu ayrılık cana yetti
O bir kuştu, uçtu gitti
Gelsende bir gelmesen de"