Hüzün Yüklü Bir Yazı

Acımasız ve deli bir fırtınanın dehşetiyle anılarıma çarpa çarpa sabahı buldum dün gece yine. Solmuş kaç resimde aradım kendimi bilmiyorum...

Lise 2. sınıf Edebiyat kitabımın arasında yıllardır beni usanmadan takip edip gelen kurumuş çiçeklerle yüzleşmeye tahammülğm yok artık. Yada sevdiğim insanı kaybettiğim sakoğın ortasında gözlerime herşeyin suçlusu benmişim gibi bakan kediyle karşılaşmak istemiyorum. Duygu yüklü bir şiir okumak istemiyorum, hüzünlü bir şarkının dizelerinde allak bullak olmak istemiyorum. Yağmur yağsın istemiyorum, buğulu camların arkasında arkasında geçmişimi aramak istemiyorum... Ve artık hiç ağlamak istemiyorum...

Dün gece neleri yaşadım bir bilsen, paramparça olmuş virane yüreğimde bir seni seçebildim...
Birde ellerini bıraktığım anda yağan yağmurla sırılsıklam olan hayallerimi...
Göz yaşlarımın yağmurla beraber yüzümü ıslatmasını...
Ve eve dönüş yolunda düşen her damlada yok olmamı...

Artık bıkmadan geçmişimin peşinde koşuyorum. İnsanlardan kaçıyorum. Şu koca dünyada kocaman bir yalnızlık yaşıyorum. Bazen kitap okuyorum. Hep ayrılık konulu, acı çeken insanlar üzerine... Bazen de yazıyorum çalakalem kağıtlara kırık dökük duygularımı.
Yaşamımın her tarafı acılarla örülü , her tarafında yalnızlık. Doğrusu gülmekte istemiyorum. Biliyorum hayata karşı çok karamsar davranıyorum. Sahte gülücüklerle insanları eğlendirmekten yoruldum. Bir saniye olsun gözüme baksalar ne kadar acı çektiğimi anlayacaklar aslında...

Hayatımın son yıllarını hep dün gibi geçirdim. Yüreğimde fırtınalar koptu. Hep kendimle ve seni kaybetmemek için söylediğim yalanlarla savaştım... Şimdi umutlarımı bitip tükenmez yüce dağların ardında bıraktım. ADI SANI FARKLI BIR ULKEDEYIM. Ne kadar uzakta olsamda baktığım gökyüzü yıldızlar yine aynı...

Bende her normal insan gibi sabaha neşeyle girebilirim. Keyfimce mükemmel bir kahvaltı yapabilirim. Dostlarımla denizde yüzebilir, sahilde güneşlenebilirim. Pikniğe gidebilirim veya bir bara takılabilirim.
Benim de bir sevgilim olabilir bende sevda sarhoşu olabilirim... Ama inan olmuyor, yapamıyorum. Ömrümün geri kalanını hüzün coktan parsellemiş durumda. En son ne zaman umutla piyangocudan umutla bir bilet aldım hiç hatırlamıyorum.

Vakit bir süre sonra geceyi bulacak gece de beni. Bense geçmişimin peşine düşeceğim bütün gecelerde olduğu gibi. Yatağımın başucunda resmine bakıp yine umutsuzca hayallere dalacağım...

Ve geceler beni aralarına alıp bir değirmen taşının ağırlığı altında un ufak olan küçük bir buğday tanesi gibi hüzün ve acıyla öğütecek...

03 Mayıs 2010 2-3 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar