Huzur Evi

Otobüste iki bayanın konuşmasına kulak misafiri oldum hayırdır nereden geliyorsun ?
-Huzur evinden,

-İyi görünmüyorsun

- Evet oradaki yaşlılarımızın durumuna çok üzüldüm.

Kendi kendime düşündüm ana ve babalarımız bizi büyütmek için kendilerini heder ederler biz çocuklar neden bukadar duyarsız bilmiyorum. Belki de farkında olmadan yozlaştık oysa bizim kültürümüz böyle değildi evin en güzel yeri büyüklere ayrılırdı saygı ve sevgide kusur edilmezdi.

Ne oldu bize ,ne zaman bu hale geldik yüreğimiz bu duruma nasıl razı oluyor bizde aynı köprülerden geçmeyecekmiyiz yaşlanmıyacakmıyız neden düşünmüyoruz bilmiyorum o kadar bencilleştik ki kimseyi düşünmüyoruz bir göz odada çocuklarına bakan ana babalara ,çocukları koca evlerde yer bulamıyorlar

Bu biz değiliz biz olamayız ,bir yaşlıyla yaşamak zor olabilir itirazım yok ama sabretmeli vefa borcumuzu ödemeliğiz ne kadar zor olsada onları hoş tutmalıyız sonra çok geç kalabiliriz ömrümüzün sonuna kadar bu pişmanlıkla yaşarız
Onlar, bizlerin en değerli hazineleri onlara çok özenli bakmalıyız malıyız,elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız bizlere yakışan budur onları terk etmek değil ,sevgiye gark etmek ahir ömürlerini evlat ve torunlarıyla geçirtmek ve hayır dualarını almak bizlere yakışan budur...

02 Ağustos 2009 1-2 dakika 10 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    malesef öyle

    bir ana baba

    on tane cocuga bakıp büyütür de

    on cocuk bir annneye babaya sahip cıkmaz

    agır gelir

    allah akıl fikir ve vicdan versin

    hepimize

    tebrikler

  • 15 yıl önce

    Evet bu vefasızlık. İzole hayatlarda yaşıyoruz. Kendimizi birçok şeyden soyutlayarak eğlence hoşça vakit gerçirme zamanlarına atıyoruz. Birileri şu olursa mutlusun, şunları yaparsan sağlık yaşarsın hayatın tümden programlanmışlık var. Bu hayatta sadece bencilce sen varsın. Doyasıy yaşamalısın bencilliğini ve on göre düzenlemelisin hayatını. Birgün sende yaşlanacaksın ve aynı olaylar başına gelecek. İlgi ve şefkat bekleyeceksin ama yok artık. Bunun sebebi sen bunu biriktirmedin ki gençliğinde. Gerçi bir çok yaşlı insan kendi anne ve babalarına yapmadıklarını çoçuklarından görüyorlar. Bu yapma etme dünyası diyerek açıklanacak bir durum değil. Bu daha çok bir toplumun yaşam felsefenin değişmesi. Bencil kendi merkezinde bir hayata doğru gidiş. Hayatı belirli zevkler çevresinde dönülüp durulan bir yaşam alanı olarak görmek. Başkalarının mutluğundan mutlu olma, dahası vefa duygusunun artık müzelik olduğuna inanma meselesi. Bu öğretiyi devamlı alıyoruz. Büyük bir yabancı yoz kültür bombardımanı altındayız durmadan. Burda sağ çıkan fiziksel basit bir robotlaşmış hayatı ideal gören bir sürü ruhsuz beden.