İbret

Çocukluğumda ninelerim ve dedelerimle büyümemden kaynaklanıyor olsa gerek,yaşlılara oldukça düşkünüm ve elimden geldiği kadar hürmet ederim.Onların sevgi ve şefkatiyle öylesine sağlam atılmış ki duygularımın temeli,insanları haksız yere üzen,ezen insanlar karşısında,oldukça tepki gösteriyorum.Zira bu davranışa maruz kalan,özellikle yaşlılar ve çocuklarsa.

Hiç bir kaygı,menfaat gözetmeksizin,el bebek,gül bebek evlatlarını büyüten ve gelecek temin eden vefalı anneler ve babalar karşısında buna duyarsız ve fütursuzca karşılık veren bir anneyi ve babayı bile bir kalemde silebilen evlatlardan ne beklenir?

Bir kaç deneme yazımda bu tür konulara değinsem de(örn;Aylin vb.)içimdeki sesin hala sessizliğini koruduğunu düşünerek sesimi her defasında duyurmak istiyorum.Aylin ismiyle deneme yazımda seslendiğim çocukluk arkadaşım, şu an Kanada da yaşamakta.Üniversitede hocalık yapmakta. Yine şu an milletvekilliği yapan ama kendi ailesine bile uzakta kalan, dostlarını unutan vefasız başka bir arkadaşım gibi..örnekleri mevcut.Onları böylesine yetiştiren topluma hayırlı bir evlat kazandırmak için didinen ailelerin,kazandıkları mükafat bu vefazsızlık olmamalıydı.Tam bakılmaya muhtaç kaldıkları zamanda terketilmeyi hak etmiyorlardı.Hatta öyle ki Aylinin bu vefazsızlığı, hayırsızlığı karşısında dahi,ailesi ondan hiç bir haber alamadıkları içi,oldukça tedirginler merak içindeler. Bu bayram,onlara sessiz bir telefon geldi,en azından kızlarının yaşadıklarını düşünerek mesut oldular bu telefonla bile teselli buldular.

Burda aslında iletmek istediğim farklı bir mesaj daha var.
Okumak her insanı yükseltmez,yüceltmez,adam olmadıktan ve değerlerini muhafaza edemedikten sonra.Umarım tesadüfen bu yazıma denk gelirler de,kafalarına bir şeyler girer.Zira ailelerinin ne çektiğini bilen bilir kişi olarak,oldukça üzülüyorum.

Geçenlerde bir arkadaşımın tv programına,misafir olarak katıldım.Yaşlı bir annenin dramı vardı.Evlatları onu istemedikleri ve bakmadıkları için huzur evinde kalıyormuş.VE diğer tarafta annesi ve babası ayrılmış,bölünmüş bir hayatın içinde sevgisiz ve şefkatsiz büyümüş bir genç vardı.Bir anda yaşlı kadının kollarına koştu ve erkek olmasına rağmen hıçkırıktan boğularak ağladı.

Şimdi bir tarafta çocuklarını hiç sayarak,kendi menfaatleri doğrultusunda çocuklarını unutan bir anne ve bir baba,diğer tarafta saçını süpürge etmiş onları büyütüp yetşitirmek uğruna,yüzünde bir çok çizgi ve saçlarında binlerce aklar çıkarken bunların hiç birini hesaba katmamış vefalı bir anne.Ve onları ortak bir noktada buluşturan şeyler,ilgisizlik,merhametsizlik,kısacası.SEVGİSİZLİK.

Şimdi bir çatal ağzında kalan,merhametsizliğin dar duvarlarından,kalıplarından çıkamayan,sağ duyusunu hafife alan,nice Ayalin ve onun gibi zavallı yaşayan nice evlatlara sesleniyorum.Annenize babanıza sahip çıkın,onları sevin saçını okşayın,şefkat gösterin.Unutmayın keşke benim annem ve babam olsaydı diyenlerin yanında fazlasıyla şanslısınız.

Ve yol ayrımının sonuna gelen,boşanma aşamasına gelmiş ya da gelecek ebeveynlere sesleniyorum.Birlikteliklere başlarken doğmamış çocuklarımızın fikrini alma gibi bir seçeneğimiz olmadığı için kendi kararlarımızı verebiliyoruz.Lakin onlar doğduktan sonra,neden onları cezalandırırcasına bencillik ediyoruz ki?Daha düşünceli daha has has yanımızla, ilişkilerimizde daha mücadeleci olmalıyız.Onları sevgisiz ve şefkatsiz büyütmemek adına.Unutmayın ki etrafımızda bebek özlemi çeken, bir çocuğa hasret kalan çocuk özlemiyle tutuşan binlerce insan var.

Valla bunun gibi bir çok ibretlerden insanlar bence ders almalı,güzel değerlerine sahip çıkmalı ve bir gün ne ekersek onu biçeriz sözünü de unutmamalı.

en büyük körlük
bakar körlüktür.


.

15 Aralık 2010 3-4 dakika 74 denemesi var.
Yorumlar