İçsel Işığımız Sevgi
Sabahın ilk sakin ışığında ,rüyamı hatırlamaya çalışıyorum.Kırk yaş kolay değil .
Gene hatırladım lanet olsun.Kırk yaşındayım yahu.Bir kadın için ne kadar sinir bozucu;
kırk yaşında olmak.Dün telefonumu tamire vermek için girdiğim dükkan sahibi delikanlıya kırıttım ama "hoş geldin teyze " demezmi.Hemen topladım kendimi tabii.
Aynaya baktım ki ben o genç kız değilim.Hemen magazin polimikleri geldi aklıma.Aman
Allah korusun.Sonra bir an hoşlandım bir takım şeylerden.Aklıma rahmetli Aysel Gürel geldi .
Zamana ayak uydurmasını bilen kendi merkezinde kendini kabul ettirmiş hoş bir bayan.
Daha kırk yaşında sendromlar geçiriyorum dedim kenddime "utan utan"
Sonra karşımdan gelen şık giyimli saçlarının kulakları hizasında yan tarafları kırlaşmış hoş bir beyefendinin yaklaştığını gördüm.Başını mağrur bir edayla eğerek geçti.
Selamlaştık yani.Kaç yaşımda olduğumu unuttum o anda "ne sevimli bir amca "dedim.
Ben hala on beş on altı yaşlarında bir genç kızdım. O zaman anladım kİ içimdeki çocuğu ancak on altı yaşına kadar büyütebilmişim.
Bu tatiller bana hiç yaramıyor, dedim " şu düşündüklerime bak".Biz de bir zamanlar zamane gençliğiydik.Hemde en yakınından. Küçüklerini sev,büyüklerini say ...........
Şimdi otobüse bindiğim zaman erkeklerin hepsi oturuyor bayanların hepsi ayakta.
Hem de genç delikanlılar bunlar.Kızıyorum, biz enayimiydik de büyükler gelince ayağa kalkıyorduk genç kızdık.Gençtik ;hayır biz saygı terbiye ve ahlak derslerini günlük yaşamımızda uyguluyorduk.Genç kız genç erkek o zamanlar bunlar gerçekten terimlerine yakışıyordu. "Şimdi gençlikten genç olmadığım için intikammı alıyorum" dedim bunları yazarken.Hayır göz gördüğünü kulak duyduğunu yazar.Ama ben sezgilerimi yazıyorum.
Kızmıyorum;dünyanın akışı değişti. Şimdiki gençliğin ruhu yaşlı.Orta yaşlı çok beyefendinin"ben oturacak kadar yaşlanmadım" dediğine şahit oldum sitemkar bir sesle.
Nedir diyorum bu büyük şehirlerdeki gençlerin sonu.Hepsi yere bakarak yürüyor.
Halbuki gökyüzü ne kadar çok şey vaadediyor.Bu mecazi bir söz tabii.Yer yaşarken karanlık bir yaşamı seçiştir .Tekdüze ,sınırlı, kuklalaştırılmış,paranın kölesi ,edebiyattan sanattan uzak.Hırsın ve tanahkarlıkların esiri olmuş .çok üzücü hem kahredici.
Oysa gökyüzü bize verilen insani değerlerdir. Sanattır edebiyattır,musiki ve müziktir,kitaptır,okumaktır,okuduğunu anlamaktır ve en önemlisi bildiğin herşeyi hayata uyarlayarak tadını çıkarmaya çalışmaktır.O takdirde ruhumuz yükselir hafifler,bilinçlenir şuurlanır ve hayatı yaşadığımızı ve bu dünyaya gelişimizin asıl maksadını ve hedefini anlamış oluruz.
BU dünyaya neden geldik, kimiz, ölmek için mi yaşıyoruz,bu dünyadaki asıl hedefimiz nedir;sorgulamalı ve anlamalıyız.Bu dünyanın en güzel duygusu bahşedilmiş
bize; SEVGİ .kaç yaşında olursak kim yada ne olursak olalım, evrende herşey sevgi içindir.
iŞTE BU DUYGUNUN AZLIĞI VE KORKARAK VERİLMESİ RUHLARI AĞIRLAŞTIRIYOR.Savaşlar ,ölümler, katliamlar, doğa felaketleri, her türlü kaosun sebebi sevgisizlik.
IŞIK ve SEVGİYLE
deniz güneş
Sayın Deniz hanım, harika bir sevgi denemesi yazmışsınız. Gerçekten haz içinde büyük zevkle okudum. Kutlarım sizi.
Deniz hanım, insanlarda beden koçar, gönül kocamaz. Beden yaşlandıkça akıl gelşip, olgunlaşır. Aklın gelişip olgunlaşmasına paralel gönül gençleşir. Hayatı anlayıp kavrar. Güzelliği öğrenir. Sevgiyi, aşkı öğrenir. Ama baştaki aklı taşıyan beden yaşlanır. iş işten geçer. Bu seferde yaşanmamış, boşa akıp giden, kaçırılan hayata karşı hayıflanmalar başlar. İşte bu sefer telaşa düşen insnaoğlu sizin bize şakayla söylediklerinizi gerçekleştirmeye çalışır. Ama nafile. Artık keşkeler devri başlamıştır. Ne acı değil mi? Sen onca ömrü zamanında yaşamayı bilme. Boşu boşuna harca. Sonra hayıflan. Tühleri, eyvahları çek dursun. Keşke her şeyi zamanında insanca yaşayabilsek. Ama maalesef hiç birimiz doğru dürüst bir hayatı yaşamıyoruz. Hepimizin aynı hatalarla yaşayıp, dolu gelip boş gidiyoruz. Bu konuda binlerce sayfa yazı yazabilirim. Ama bu kadarı yeter. Tekrar sizi kutluyorum.
Bende sizi "İçimizdeki Solmayan Çiçek Sevgi" adlı denememi okumaya davet ediyorum.
Selam, sevgi ve saygılarımla.