İhanetinin Sancısı
Bir yarım kalmışlıktan başka bir şey bırakmadın. Ne nefret ne acı ne de sana karşı intikam duygusu kalmadı içimde. Yitip gidenlerin ardından bakakalıyorum. Şaşırıyorum bazen. Düşününce şaka gibi geliyor. Nasıl oldu nasıl bitti inanamıyorum hala. Bunu bana nasıl yaptığını soruyorum defalarca kendime. Ama sorularım hep cevapsız. Çünkü ben ihaneti bu aşka yakıştıramamışken,sen acıların en acısını yaşattın bana... İHANET...eksik olan ben miydim yada aşkım mı fazla gelmişti sana. Gönlümde bulduğun rahatlık mı batmıştı. Ne vardı ya onda olup da bende olmayan. Aşk dedin umman denizi gibi kalbimi verdim avuçlarına,sevgi dedin dünyada hiçbir annenin çocuğuna veremediği kadar içten bir sevgi sundum ayaklarının önüne... ilk defa böylesine sevmiştim birini,ilk defa bir şey için bu kadar çırpınmıştım. Saçlarımı severdim,sen dokundun nefret ettim,yürümeyi severdim seninle aynı yolda ayaklarımın ferini kaybettim, en sevdiğim aydı aralık gittin onu da mahvettin. Söyle şimdi bana ben neyi seveceğim, neye tutunup bu işte benim yaşama sebebim diyeceğim. Söyle hadi susma. Her şeye bir cevabın var ya buna da olsun.
Hiç tahmin dahi edemezdim beni sırtımdan vuracağına. Söylerlerdi inanmazdım kulak tıkardım, seviyor beni yapmaz ona güveniyorum derdim. Neden haklı çıkardın onları neden benim yüzümü eğdin. Beni öyle bir hale getirdin ki düşmanlarım bile ağladı... ama ben seni öyle bir hale sokacağım ki dostların bile gülecek... Ahımı aldın mutlu olamazsın bundan sonra... seni RABBİME havale ediyorum...