İki Gözümün Gecesi
Yazmak ciğerime vuruyor yine bu gece; bir kedinin ciğere muhtaçlığı gibi muhtacım yazabileceğim yirmi dokuz harfe. Çünkü kalbimin ayarsızlığı gecemin paragrafına hecelenen en derin öksüzlük oluyorken ben, ben olduğumu hissediyorum. Hiçbir keman, hiçbir piyano ve notası tükenen hiçbir acı beni iyi etmiyor bundan başka. İnsanlar görüyorum, mutluluk dizayn edilmiş hayatlarının körünü oynuyorlar hayatımda. Taktıkları gözlük, kalplerindeyken ben de onları görmüyorum, kalben. "Her şey iyileşir" tesellisinin dipnotunu karalıyorum kalbime. Her şey bir gün senin istediğin gibi değişir. Sonra "Hayat benim istediğimden ötesi, istemediğimden azı değil ki" misafirperverliğine dokunuyorum dokunuluşumdan yana. Kendime dokunuyorum, bir başkası acıysa kalsın orada. Yıllanmış dostluklara, hiç olmamış aşklara ve geleceğimin belirsiz keşkesine de inanmıyorum. Akrabalar akbaba görünüyor, arkadaşlar arkada kalmışlar olurken... Sevgili ise hiç ait olmadığım kalbimin küfüründe âmin noktası konulan bir günah. İkisi bir arada yaşamıyor tabii ki de, küfür ile âmin... Tek sevdiğimin, beni tek anlayanın yine kelimeler olduğunu biliyorum. Nağmesinden öpüyorum gecemin, hiçbiri oturmuyor karşıma. Hiçbir sevgi, hiçbir gönül perdesi, hiçbir gönül nevresimi... Evimdeki eşyasız sevgilerin ve sevgisiz evin kabul ediliş çığlıkları oluyorum, bekçinin gözü, gözüne damlayan o bir damla yağmurdayken. Hırsız da girmiyor tavanından acı damlayan çaresiz gönül evime. Yine beni kelimeler anlıyor, tutukluyum hepsine. Hücremin bir yastıkta kocatsın kararıyım, her gün aynı sebeplere uyanırken.
Sevmiyorum hiçbirinizi, biriniz gelseniz ötekiniz gidiyor. Riyakar bulutlar gök gürültüsüyle kalbime gürülderken korkuyorum, yağmurunuz olmayacağım, ben, başarı zincirlemesinin zincirleme tamlamasını öldürdüğü bir sebepte tüm suçu üstlenerek siz olmadan hep başarılı olacağım. Yaşayarak, yaşatarak, yazarak, okunarak, kazanarak. Başımın ağrısındaki migren teşhisi bile değilsiniz. Siz, insancıklarım; ben, imza attığım gerçek kadar size sahteysem o vakit siz bende hangi sahteliğin kimsesizliğisiniz?
Cevapsız bir ton arama gelir zengin sebepler çoğaldıkça, kuruyemiş ihtiyacımın kuru üzümü bile değilsiniz.
Sitemvari, acıtılan bir yüreğin dile gelişi d/okunaklıydı. Kutluyorum kaleminizi.