İki Oda Bir Salon
İki oda bir salon değilim!
Balkon sefalarım yaz gecesi ömürleri uzatır. Dalarım koyu bir sohbete, oradan buradan derken, sana gelir ve kilitlenir sözler. Ben artık susmam... Koyu bir çay tadıyla başlarım seni yıldızlar eşliğinde anlatmaya. Sabah saatlerinde mahmurlaşan gözlerini hayal edince, çocukluğuma özenip, nefes almadan birbiri ardına koşan kelimeler sıralarım. Sana içimde neler büyütmüşüm ben bile şaşırırım. Ne güzellikler yüklemişim gözlerine anlatmakla bitiremem... Bu arada sabaha az kalır ve ben sesine dokunurum titreyen sesimle. İsmini dilime alırken duraksarım çocuklaşan nefesimle.
İki oda bir salon değilim!
Dönemeçler saklayan koridorlarım hep sana uzanır. Her dönemeç bir yılgınlık sunarken ben gözlerimi kapatırım bütün sunumlara. Yılmam ve yıkılmam sana gelecek koridorları adımlarken... Her dönemeçte kendimi sende sobelerim. Tanıklık ederim bir kez daha sana saklanan kendimin ben bıkkınlığına. Yürürüm gece gündüzüme son öpüşünü sunarken. Son adımımla sesine bir merhaba bırakırım. Sonra koridorlar boyunca sevda sesli bir çağlayana uyanırım.
İki oda bir salon değilim artık!
Haziran 2009 (SC)