İnkâr Edilemeyen Gerçekler
İnkâr edilmesi mümkün olmayan gerçekler vardır; Dünyanın dört bir yanında açılmış Türk okulları... Bu okullardaki öğretmenler, gittikleri ülke de okul açmakla kalmamış; nadide ülkemizin kültürünü de taşımışlar. Daha çiçeği burnunda, okulunu yeni bitirmiş gencecik öğretmenler. Haritada yerini bile göstermekte zorlandığı, uçakla 20 saatte ancak gidilebilen yerlere, büyük bir fedakârlık örneği göstererek gitmiş, Orada ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmış ve istiklâl marşımızı, o ülkelerin çocuklarına söyletmişlerdir. Türkiye'de olduğu gibi her okula mutlaka, ne kadar uğraşsak vefa borcumuzu ödeyemeyeceğimiz, büyük Atatürk için bir köşe hazırlanmıştır. Bu vesileyle O'nu ve ?yurtta sulh cihanda sulh' sözünü ve Türk milletinin ne kadar barışçıl olduğunu dünyaya bir kere daha duyurmuşlardır.
İçimizde bir özlem bir mefkûre olan Türkî cumhuriyetlerinin bağımsızlığı, demir perdenin yıkılmasıyla gerçekleşmiştir. Yıllardır zulüm altında inleyen ata yurdumuz, bağımsızlığını kazandığında kimse yardım elini uzatmamıştı. Ya da yardımlar kifayet etmemişti. Oysa demir perde yıkıldığında daha tozu üzerinden kalkmadan bu yiğitler oraya damlamışlardı bile. Hummalı çalışmaların ardından, orada açılan okulları, Rusya ve diğer Ülker takip etti. Açılan her okul, o ülkeyle ülkemiz arasında bir kültür köprüsü olmayı başarmış, bu anlamda vazifesini bihakkın yerine getirmiş ve getirmeye devam edecektir. Daha sonra dünyanın diğer yerlerinde açılan okullar artık bir-bir semeresini vermeye başladı. Bütün bu çalışmalar kısa sürede meyvelerini vermiş 17.03 2003 tarihinde yüce Türk milletinin göğsünü gururla kabartan, 1. Türkçe olimpiyatları düzenlenmiştir.
1. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 17 ülke
2. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 24 ülke
3. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 41 ülke
4. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 83 ülke
5. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 100 ülke
6. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 110 ülke Katıldı. Katılan ülkelerde yıl boyu hazırlıklar yapılıyor ve bu olimpiyatlara katılmak için her yıl, 10 binin üzerinde öğrenci Türkçe öğreniyor. Ardından seçmeler yapılıyor. Bu seçmelere bir önceki yarışmaya katılan öğrenciler katılamıyor. Bu da şu demek oluyor ki; her yıl Türkçe konuşanlar arasına 10 binlerce kişi katılıyor. Bu açıdan baktığımızda, güzel Türkçemiz dünya dili olma yolunda ilerlemektedir. Bu olimpiyatların amacı, Türkçenin öğretilmesi, Türkiye'nin ve Türk kültürünün dünyaya tanıtılması, Türkçe öğretimi yapılan ülkelerle kültürel ve ekonomik ilişkilerin arttırılması, dünya ülkeleri ve milletleri arasında diyalog ve barışın sağlanmasına katkıda bulunmaktır. Şimdi. Bütün bunlara baktığımızda topyekûn bir ülkenin uluslararası gönüllü kültür elçiliğini yapmış olmuyorlar mı?
Ayrıca bakıldığında, bu okulların olduğu ülkelerle diplomatik ilişkilerin dışında, ticari ve sınaî ilişkilerde de büyük gelişmeler olduğu görülecektir.
Olaya bir de şu açıdan bakacak olursak. Bu okullarda eğitimini tamamlayan öğrenciler, ülkelerinde değişik alanlardaki vazifelerine başladıklarında; bürokratik görevlerin dışında ve siyasi alanda değişik devlet kademelerinde görev aldıktan sonra, bu insanların ülkemize bakış açısını düşünmek lazım. Zaman-zaman görüşmek için randevu alamadığımız, ya da 15 dakikalık bir görüşme için 6 ay sonrasına randevu aldığımız devlet başkanları olmuştur. Oysa bu öğrencilerin göreve gelmesiyle sanırım randevu diye bir problemimiz olmayacaktır.
Kişinin gözünü kapatması sadece kendine karanlık eder. Bu, güneşin olmadığı anlamına gelmez. Gerçekleri görmenin bir yolu da tarafsız bakmayı gerektirir. Diğer bir tabirle ?inkâr edilmesi mümkün olmayan gerçekler' vardır.
11.02.09