İntihar Mavisi Sulara Yazılan Sevda Mektupları - 7
Hadi çık saklandığın mezarından ve vur evladını kalbinin tam ortasından anne... Ve al beni, çünkü ben çok yalnızım bu dünyada, bir öksüzün çaresizliğinde bir yetim kimsesizliğini soluyorum. Can kırıkları kanatıyor içten içe kurumaya yüz tutan yaralarımı... Ayağımda bir ağrı, zamansızca hayatta daha hala nefes aldığımı hatırlatıyor. Şiirlere sarıyorum acılarımı ve yazan her kalemi aşka dair yahut ölüme dair ne olursa olsun hayranlığımı gizleyemezken... Gözlerimdeki acının tarifini yapamıyorum aşkın tarifini yapamadığım gibi.
Sarımtırak bir sevda kalıyor yüzümün güneş görmeyen yanında ve kimler geliyor karşıma sevdasına ihanet türküleri söyleyerek, daha eşiğimden içeri adımlarını atmadan kovarken kendimi sorguluyorum. Sende aldatsaydın hayatı sessizce böyle yalnız kalmaz ve ne olduğunu bilmediğin bir yerde önüne konan bu teknoloji harikası denen ama asla sayfaların sıcaklığını vermeyen beyazlıklara karalamazdım sondan bir önceki mektuplarımı...
Ah ben seni ne kadar çok sevdim ve kelimelere sararken aşkı içime seni çektim aslında şiir şiir ve gözlerim düşerken beyaz sayfaların ortasında aşkın karanlığına yine de vazgeçmedim seni sevmekten, seni beklemekten, senin için dua etmekten... Bu hayatta vazgeçmiş olduğuma bakma ben sana emanet bir vazgeçmeme hikâyesi bırakıyorum elime her kalem alışımda ve her aşkı yazışımda... Kendi kanımdaki adamlar vurmaya çalışıyor beni geçmişimden ve ölümden korkmadığımı görünce anladılar ki ölümle korkutamayacaklar beni... İsmine türküler yazılan aşkım korkma ve kararlı ol senin üstüne gelen hayata karşı ki korkacak biri varsa hayat olsun.
Dün bir rüya gördüm, babamdı bu sefer gelen, önce halam geldi yanıma seni almaya geldim diye... Şimdi babam geldi ve ben gittim babamla ama uyanınca çok ağladım bu gidişin aslı olmadığı için. Hala ağlıyorum biliyor musun bu yazıyı yazarken, şiir vardı aklımda aşka dair ve hayata ait ama unuttum gözyaşlarımı dökeceğim diye... Babam almaya geldi beni ey aşk ve sana isyan ediyorum neden bırakmadın beni kendime, Allah seni nasıl bilirse öyle yapsın!
Ben sensizliğin ortasında içerken seni aşk tadında mısralarda, düşlerime sokmazken en güzel dedikleri kadınları ve dost dediklerimin karanlıklarında gizlenen bir kadın varken ve sorguya çekerken kendimi kendi mahkememde. Ağlamak bana az bile!
Elime ucundan sevda akan bir kalem almışım işte ve intihar mavisi sulara yazıyorum sensizliğin verdiği acıyı, düşlerimi, hayallerimi, geçmişimi, geleceğimi, hesaplaşmamı ve günahlarımı. Kirlenmeyen bir beyaz göster bana, yok olup bilinmeyen saatlerde temizim diye dönen bir aşk söyle bana. Söylesene!
Acımdan ne yazdığımı biliyor muyum ben, nefes alamazken, hiçleştiğim bir zamanda.
Neyse canım çok acıyor, şimdi ucundan aşk dökülen kalemi alıp elime bir şiirle vurmalıyım kendimi... Bu aşkın kurşununa dualarını dâhil edip sıkar mısın bana? Hadi bana ölmeyen bir fani göster, ölmeyen bir aşk göster sevgili.
Sustum. Ben sustum, aşka, sana, sonbahara ve yalnızlığımı saklayan günahkâr kimsesizliğime. Artık hayat konuşsun benim yerime...
👍Sustum. Ben sustum, aşka, sana, sonbahara ve yalnızlığımı saklayan günahkâr kimsesizliğime... Artık hayat konuşsun benim yerime... 🤐🤐🤐
Tebrikler üstad... Saygımla.
Hüzünler birikmiş birikmiş sol tarafta fazlaca, duygu seli olmuş. Sevdiklerinden ayrılmak zordur hayatın geri kalan kısmı anılarda yaşatılacaktır tabi ki. Kutlarm Baki güzel bir denemeydi...👍😅👍