İşletme
Okul yıllarımda ilgimi çeken bir bölüm değildi açıkçası,mezunlarının çok olup iş sahalarının kısıtlı olması,beni bu bölümden soğutmuştu,öyle ki en iyi üniversiteden birincilikle mezun da olsanız,tanıdığınız kimse yoksa bir fabrikanın başına hemen müdür olamazsınız.Diğer yandan baba mesleğini yürütüyorsanız,babanızın itibarıyla,bir yerlere gelirsiniz ya da ballı bir tanıdığınız varsa istediğiniz mevkiye tez ulaşırsınız ne üniversite okumanıza gerek kalır ne de yüksek lisans yapmanıza.
İşletme kâr amaçlı kurumların kuruluşu, finansmanı, üretim araçlarının sağlanması, üretilen mal ve hizmetlerin pazarlanması, örgütlenmesi, yönetilmesi ve finansal olaylarının izlenmesini inceleyen bir sosyal bilimdir. Aslında tanımında bileşenleri var:pazarlama,üretim,ekonomi,muhasebe ve insan kaynakları. Amaçları ise;değer artırma,sosyal sorumluluk,devamlılık,kar sağlamak,prestij sağlamak,ülkenin refah ve huzurunu sağlamak.
İnsan kaynakları bence bir işletmenin can damarıdır çünkü diğer fonksiyonları yerine getiren hep insanlardır.
Kaliteli ürünler kaliteli ellerden çıkar.
Personeli memnun etmeden ne şefler memnun olabilir ne müşteriler ne de patron.
Ancak acı gerçekler görünmezden gelinemez;kimi canla başla çalışır hak ettiği maaşı alamaz,kimi elini kolunu sallaya sallaya çalışıp hakkından fazla maaş alır.
Babamın işletme profesörü olduğunu şurdan anlamıştım,mekanı cennet olsun;bir topal eşeğimiz,bir ürkek kırmızı beygirimiz ,bir çift öküzümüz vardı,hayvanları çok severdi çünkü onlar bizim ekmek teknemizdi ve onlara gözü gibi bakardı.
Çifte gideceğimiz vakit öküzlerin torbasını yemsiz,atın ve eşeğin torbasını ise arpasız bırakmazdı ki "sen onlara bakarsan o da sana bakar."derdi.