İsmailin Aklı
Gün ilerlemiş güneş iyice dolmuştu,küçük pencereden odaya,
Olanca sıcaklığıyla. Sıvası dökük duvar dibinde divanda yatan İsmail uyandı. Uyuşuk bir halde divanın köşesine oturup ayakları beton zeminde başı öne eğik bir müddet bekledi. Ani bir hamle ile kalkıp iyice gerildikten sonra geçti odadan salona. Anası hazırladığı biraz zeytin biraz çökelek ve yufka ekmekten oluşan kahvaltıya oturmasını istedi.
İsmail'in Anası
-Geç otur aslanım ye yemeğini.
İsmail oturdu anası çayını dolduruyor. Çaydanlıktaki suyun sesinin akışından seziliyordu soğuk olduğu. Şeker bile karışmıyordu.
Bir yudum aldı boğazına düğümlenmiş çökeleği çözmek için soğuk çaydan. Karnı doyduktan sonra yeltendi dış kapıya kapının ardında duran değneği kavrayıp çekti kapıyı çıktı. Başı öne eğik sağa sola sallıyor yarım aklı ile. Ardından sürüttüğü değnekle ilerliyor köy meydanına yolu çizerek. sesler geliyor köyün içinden. Anlamsız sesler karışık bir birine giriyor kelimeler. Berber Yakup dükkanın önüne attığı sandalyeye oturmuş çayını yudumluyor. İsmail'i görünce
- İsmail gel traş edeyim seni..
Yok anlamında salladı başını belki de geçen sefer ensesinden ta alnına kadar makineyle yol yapmıştı ekin tarlasında giden biçerin bıraktığı iz gibi. Tüm köylü gülmüş eylenmişti hacı Ahmet berber Yakup'a kızıp bre densiz utanmuyon mu şu mecnunla eylenmeye demiş, saçının tamamını makineyle düzeltmişti. Belki de yine eylenecek dalga geçecek düşüncesindeydi fukara. Değneği sürüterek yol ortasında geldi köy meydanına.
Muhtarlık seçimleri yapılacak muhtar adayları hummalı bir çalışma içine düşmüş galip gelme çabasında son kozlarını oynuyorlardı, yaklaşan güne.
Eski muhtar Niyazi emmi seslendi.
- O İsmail koçum gel bir çay iç
Oturdu İsmail sıcak demli bir çay koydular önüne. Keyif çata çata içiyor bir yandan da şaşırmış bakınıyordu sağa sola. Normalde tüm kahvenin dalga geçmesi gerekiyordu. Ama kendine sanki muhtar Niyazi'ye gösterdikleri nezaketi, saygıyı gösteriyorlardı.
Bir kağıt tutuşturdu Niyazi sandığa atması için kendi ihtiyar heyeti ile isminin bulunduğu kağıdı. Ve ekledi ne zaman isterse çay kahve içebileceğini köylüyü şahit tutarak söz verdi. Kağıdı alan İsmail ikiye katladı yavaşça dikine doğru yırttı. Tekrar yırttı. Sinirlenen Niyazi vuracak oldu,araya giren hacı Ahmet.
- Ulan şu garibe etmedik fırıldaklık bırakmadınız. Sadece seçimlerde de olsa adam yerine koyuyorsunuz. Ama bana göre o sizi bir gün bile adam yerine koymuyor.
Beraber olan iki adayın zaferini maalesef İsmail'in olmayan aklı belirleyecekti.