İstanbul'un Mona/Liza Yüzünde Umut
Gri legoların yığma şehir bayırları, Mona Mona bakar. Önünde sere serpe yükselen beton kuleler Lizalaşır. Şehrin ucu bucağını sarmalar mantar mantar kimi kırmızı benekli, kimi kültürlü mantarlar. Çamlıca'da çay içerek seyre durmuş insanlar ve onlar bir şehrin manzarasını yağmalar.
Mor menevişli evlerin parlak cam gözlerinde,göz nuru işlemeler tülden rest çeker İstanbul'un Liza yüzü, Mona yüzüne.Levent'e lüks yaşanır yalnızlıklar. Üç-beş kase çerez, hafif içkiler, kalsik makamlar çalınır kulaklarında ve tepeden Mona bakar alımlı varoş çiçeklerine. İşte o Monaların tavafından oldukça gururludur, dik başlı uzun çelik kazıklarla.
Kaygısızdır hayat nede olsa onların cüzdanlarında limitsiz kartlaşmıştır. Umut şimarık Liza'sına fazlaca bonkör bir hayat yaşatır. Deniz tutkunudur Liza, görmeden yapamaz penceresinde illada Beşiktaş'ta bir çatı dubleksinde, Bebek'te bir yalıda, Ataköy'de rezidansta, Kadıköy'de bir köşkte oturur. Bekler karınca seferlerinde toplanan ganimetlerinden payına kırpılacak çokça umudu, obezce genleşmiş evlerinde.
Bir de sönük, çatısız , köhne yüzü vardır şehrin fakat orada yalnızlık yoksuldur. Burada hayat gazetelerin üçüncü sofralarına serilidir. Üstünde rendelenmiş peynir ömürler, yalnızlık kadar yoksul ne de olsa günler, sayılır itina ile poşetlenip; yarınların buzluğuna kaldırılır, her çarşaflanmış gecede. Donuktur zaman, asra yenik sokakların,o yamalı bezlerinde yakalarından boyalar kirli akmıştır pecmurdeliklerine evlerin. Sanki şehirler silip burunlarını pecetelere bu varoş yerlere atmıştır. Zaten izmarit gibi kokarlar, doğalın nazlı gazı henüz tenezül edip uğramamıştır ve sobalar duman duman örter bu fakirliğin yığma konukluğunu. Bu yüzden bağdaş kurup oturmuştur yırtık çorabını saklar gibi evler.
Burada umut ekmektir, günlük satılır gündelik hayatlara. Üç vardiya terler; otuz kupon biriktirip oniki ciltlik yıllarını Liza tarlalarından kapmak için, insan katarları. Her gün korkmadan geçerler boğazın iki sıratını karınca konvoylarıyla, Şifa'dan Gazi'den, vblerin ardına sığmayacak kadar çok -den,-dan,-ten, -tan mahallelerden. Umut burada hergün kapkaça uğramadan, mafya vari tehtitler duymadan, vita tenekelerinde; taksitli yeşertiler bırakmaktır, mavi yarınların hayal kollarına.
tasvirlerinizi çok beğendim..
mistik bir hava var yazınızda çok hoş ve gercek dizeler yüreğinze sağlık