İyilik Et Kötülük Bul

İnsanoğluyuz biz, iyilik meleği değil. Ne kadar kusursuz olmaya çalışırsan çalış, en iyisini ben yapacağım dersen de, hayatta yapılan yanlışların, hataların haddi hesabı yoktur. Doğrular yanlışları harmanlar, iyiliğin ve dürüstlüğün insan hayatında yeri ve önemi büyüktür.

Yaşlılara, çocuklu kadınlara, gazilere, özürlü ve hasta olan kimselere eğer yardım ediyorsak ve yaptığımız iyiliği unutuyor, karşılık beklemeksizin gördüğümüz iyiliği unutmuyorsak ne mutlu böyle insanlara; var olsun, sağ olsunlar. Eski kuşak insanları telefon, televizyon, bilgisayar ve diğer teknoloji araçların icat edilmediği yıllarda birbirlerine karşı daha fazla yakınlık ilişkisi içerisindeydiler. Komşuluk bağları güçlüydü. Ama şimdi hemen hemen hiç kimse birbirlerinin yüzlerine bile bakmıyor bırakın bakmamayı 'merhaba' demeye bile çekiniyoruz. Aslında insanlık böyle günler için vardır; iyi günde, kötü günde aynı çatıyı paylaşmasanız bile esirgemememiz gereken tek şey özümüzdür. Peki bu uzlaşı yoksunluğunun tek suçlusu teknoloji mi? Bizi birbirimize bağlayan geleneklerimiz ve göreneklerimizden soğutan, köklerimizi yerimizden koparan, toplumun yabancılaşması bu sebeple iletişimsiz kalması, insan gücünün yerini makine gücünün alması günlük hayatı kolaylaştırırken tembel ve hareketsiz yaşama sürüklemesi gelecek nesilde yaşayacak olan varlıklara zarar verebilir.Tıpkı fastfood tarzı beslenmede olduğu gibi. Yaşlı bir insanın elindeki yükü taşımasın diye yardım etmek istiyor ve bunun karşılığında uyku ilacıyla uyutulan mağdur kişilerden biriyseniz 'iyilik ettim, kötülük buldum' diye serzenişte bulunursunuz.

Her ne olursa olsun insan her yerde insandır. Hayat aynı olsa bile herkesin bakış açısı, görüşü farklıdır.