İzdüşümler
İzdüşüm.
Ölümü öpmek Pavese gibi ve sonra hiç uyanmamak! Kartpostallardaki sahillere baka baka seyreder gibi duyumsamak seni.Aklıma ne takılıyorsa yüreğimin başkenti orası.
İstisnaların kodlarını çözmeye adadım kendimi.Kazasız belasız hakkından gelebilir miyim,bilmiyorum.Başıma bir kaza gelirse şansıma sayılır.Herhangi bir filozoftan yardım alacak değilim.Komploların en tuhaflarını onlar kuruyorlarmış.
.
Hadi inanma!
.
Acelesi yok.Az kullanılan günlere gerekirse yeniden dönerim.Tedirgin miyim,birazcık.Olsun.Kendime güvenmediğim için değil yarımlık rakıyı masaya bırakarak ayrılışım.
Hiçbir şarkıyı mırıldanmak istemiyorum.Zaten bütün notalar birden karışıyor.Bir ses ,sana türküsüz baharlar vaat edilmişti,diye fısıldıyor.
Kum saatine bakıyorum doluyor boşalıyor ama hiç değişmiyor zaman...Karanlığın sonsuz dehlizlerinde, üçotuz sularında bu kaçıncı yıkılışım?
Kime sorsam öfkeyle bakar bana.Mayhoş bakışlardan çok korkuyorum bu sıralar...
Yarının ertesi yine yarındır.Dünün ardındaki gün de dündü çünkü.
Anlamadığım sen'den sonra bir sen'in gelmeyeceği.
Ne yandan gelir göğsüme konup havalanan bu serçeler...Yüzümdeki morarmalar onlardan kalmadır mutlaka.
Bir deniz kıyısında şimdi.Sen belki de o cumbanın arka bahçesinde bir başına kalmış o goncasın.
Az kullanılmış günlerden bir yenisi yine.Güze adım adım yürüyen bu alaturka günleri bana bağışlıyor Tanrı.Her ücrasına davet etmek için gözlerini...
.
Ötelerde martılar,sonra...Bize el sallamaya utanan güneş ,sonra ...sayfalara deniz tuzu serpilmiş aşk şiirleri,sonra...gidilebilecek yerlere uzanan mavilikler...
Reçinenin yanışı gibi sesleşerek kulaç atışlarımız birbirimize doğru...
Ihlamur kokulu akşamların birinde verdiğin söz hatırına söyle n'olur istisnanın kodlarını...Gözlerimin içine iyi baksan anlarım .Yorma artık beni...
Senden sonra nasıl olsa sen gelmeyecek...Pavese gibi ölürüm yine...
Nereden alırsın bu unutmaları
Bir bakar mısın o unutmalarına ; oysa onlar bile bana uzatıyor ellerini...
.