Kader ( mektup - 5 )

Kader...

Bugün hediyesin benim için... Yitirilmiş dünden, kazanılmamış yarından banane. Ben seni bugünüm kadar yaşayacağım, günün son ışıklarına kadar, gecem kadar, ipliği görene kadar. Belki son bulana kadar.. Ama ben seni, seninle biraz daha mutlu ama yüreğimde olduğun sürece sensizliğin bir önemi olmadan, sensizliğin vurgununa düşmeden, ıssızlığın kenarında bulunmadan, yine kendim ile ve yine kendim kadar yaşayacağım..

Gitmenin perdesini kaldırıp bakabilseydin yada olmamanın gözucuyla bakmasında, bir anlık lahzasının öncesinde, bir ihtimal de olsa, sisler arasında olduğumu varsaydın.. Sana sen kadar yakın olduğumu görseydin, demek istemiyorum ama Keşke beni biraz görseydin..

Mavi bir gül olsanda, sen ekeceğim yüreğime, seni üşütmeyeceğim, seni küstürmeyeceğim, dalında bülbül olup öteceğim. Aşk-ı bülbül derler belki, belki deli, belki yitik, belki yazık ama ben seni yüreğimde, Ve.. var olduğum kadar yaşatacağım..

Dört kelimeden oluşan bir kağıt parçası olmak isterdim, Tesadüfen cebinde bulduğun alel acele kesilmış, üzerine en adi kalemle yazılmış küçücük bir not.. Ben Seni Çok Seviyorum... yetermiydi bu sana bilmem. Sakın Gülme... Delilik işte.... Ama Ben o yırtık kağıt üzerindeki not olmak isterdim...

İsyankar olmadım, dövünmedim yokluğunla.. Baş kaldırmadım, el kapatmadım. Ben seni bana verilen kadar yaşadım.. Adına kader dedim, bazen keşke dedim, ama onuda uzun uzun yaşamadım.. Sevmenin sarhoşluğunda ayakta kalabilmenin coşkusuyla, bir buluta yükledim seni, uçan kuşa, esen yele. Avuçlarımdan akan kum tanelerinde seyreyledim seni, gecene karışmanı seyrettim sabahlara dek.

Rüyamda sevdim seni, kurduğum hayalimde, acımda, tasamda, kipriklerimden akan yaşta, ben seni yazdığım şiirlerde, mektuplarda, ben seni söyleyemediğim sözlerimde, ben seni yokluğunda sevdim. Ben seni terkedilmiş, viraneye düşmüş çınarın gölgesinde, ben seni gölgelerin oyununda, gözlerimi kapattığım anlarımda sevdim. Ben seni kendim kadar sevdim...

Fazla kaldım galiba yine, yine çenem düştü biraz. Çocukluğuma ver, aslında hiç çocuk sayılmam ama sana kavuşmanın cahilliğindeki bane ver.. yine seninle konuşmanın, sana beni, bendeki seni anlatmanın mutluluğuna ver.. Bilmiyorum yokluğundaki ben, ne zaman gelecek ama yine veriyorum seni postaya. Bu seferde ulaşmayacaksın biliyorum, gitmeyeceksin, hiç ama hiç okunmayacaksın.. Ama ben yazdığım her harfte, hecede, kelimede seni seviyorum..

CobaN 09.06.2009 19:44
Gürkan....

03 Ekim 2009 2-3 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar