Kadınlar Erkeklere Göre Sevmeyebilirler

Kadınlar erkeklere göre sevmeyebilirler. Daha dolu yaşarlar aşkı... gurbet nedir, onlar daha iyi anlatırlar gözlerine baktığında. Ve bilirler, öyle her şeyi sere serpe yaşamazlar. Mütevazi olurlar. Ve geçmiş günlerin en iyi kıymetini onlar bilir. Geçmemiştir onlar için bir hatırı vardır. Daha şehvetli özlerler... ve dalıp giderler, görmezden gelmezler.
Kadınlar erkeklere göre sevmeyebilirler... daha çok severler. Ve içine atarlar, onlara göre Seni Seviyorum öyle yakışıksız değildir. Yalanı anlatmaz onlar. Kadınlar, kadınlar her zaman bir çınarın gölgesinde olmak ister. Ve asla üşümek istemezler. Onlar için sıcaklık güneş değildir. Kumsalda bronzlaşmak değildir. İşte bunu anlamaz erkekler... kadınlar; kalplerinde mantıklı, zihinlerinde duygusal ve düşlerinde ölümsüzce severler.

Kadınlar yaşamayı çok severler... ve romantikliğe çok fazla önem vermezler. Bilirler, kıskançlıklığına boğulacağını. Kadınlar erkeğini, kilerde yıllanmaya bırakılmış şarap gibi önemserler. Ve hergün bir kat daha bağlanırlar ve bunu beklerler. onlar için sevgi; vitrinde duran bir elbiseye benzemez. Öyle kolay sahip olunacak bir eşya değildir sevgi.
Onlar için onur gururdan önce gelir. Çünkü yeri gelir gurunu öldürebilir. Kaybetme duygusu
yoktur onlarda.

Aslında kadınlar; erkeğe inanmazlar. Bunu belli etmezler... çünkü erkeğin nefesindeki kokuyu bilirler. Erkeklerin Seni seviyorum'una da aldanıp kanmazlar. Onlar için içinde bulundurduğu kadar seviyordur erkekler. Kadınlar, bir demet gül veya bir eşya ile karşılanmak ister... fakat onlar işin cilve kısmıdır. Aslında lüzumsuz anları yaşamazlar... o an gelecek zamanın giriş bölümüdür. Ve o zamandan sonra onlar için hiç geçmeyecek o zaman.
Kadınlar erkeklere göre yaşamazlar, yaşlanmazlar... erkekler daha sade ve ilkel sever. Aslında kadınlar için bu daha önemlidir. Bilirler onlardan beklenecek davranışları. Kolaydır onlar için bir erkeği inandırmak. Erkeklerse saf değil, inanmak isterler. Bunu kadınlar bilmez. Ama hissederler, anlamak istemezler. Onlar için her şey mutlu olmaktan ibarettir.
Sürekli bir arayış içindedirler. Mutluluğun mutlak hakimi olmak isterler. Bir beş çayında onlar için bir evin bir arabanın önemi yoktur. Mutlu bir çatının altında ekmeği tuza banıp yemek isterler. Onlar için mutlu olmak satın alamayıp ama yaşayacağı ölümsüz bir parçadır.

Kadınları sevmek zor zanaattır. Bu her yiğidin harcı değildir. Aşkının harmanında savrulursun. Elendiğinde anlarsın gazabını... işte o zaman düzeltilecek hiçbir yanın kalmamıştır. Kadınlar için paçan yırtıkmış, bir gömleğinin düğmesi diğerinin yerine iliklenmiş önemli değildir. Gözüne baktıklarında eğer göz bebeğin dolmuyorsa o an, aynası değilsen o an kaderin cilvesindir artık. Göçebe yaşam nedir anlarsın işte.

Kadın bir meleğin veremeyeceği huzuru verirler. Hiç habersiz deli gibi gülümsetirler. Bazen kendi kendine konuyor olursun, biri tokatı bastığında anlarsın kendinde olmadığını... iliğine kadar girerler, bağımlı olduğun bir hastalığın olmuştur, anlamazsın.
Kadınlar erkeklere göre sevmeyebilirler. Çünkü onlar gittiklerinde geri gelmesini bilirler.
Kendini kandırmak istemezler. Yakıştıramazlar bir sanat eseri yarattığı bedende bir kadının işgaline uğramayı. Kadınlar o denli gururludur.

Onlar için seni seviyorum demek; diline yakıştırmadığında cenaze namazının yastı vaktini kılıyordur demektir. Onlar için seni seviyorum demek; senin olduğunu ispatlamak değildir.
Sadece ne istediğini sende bulmadır. Ve kadınlar o kadar alçakta gönüllüdür. Çünkü bulamadıklarını, sende yaşayamadıklarını mütevazi, görkemli hayalleri ile sevdiğine süslerler.

14 Ocak 2012 3-4 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Ütopik bir hayal kurmuşsun sevgili dostum. Kadınlar bu kadar insan dışı ve hiç rüyası görülmedik düşlerin pırıl pırıl pırlantalılığa taşlaşmış cansız varlıkları değildirler bilesin. Tarihler boyunca beğenilmek eksenli bütün çığırından çıkan kapışmalarınn ana malzemesi ve konusu olmalara özendirilen kadın; gerek gönüllü gerek gönülsüz daima her türlü hırs, ihtiras, üstünlük, yarış, kazanç, desise, dalavere, kıtlık ve kıyametlerin başrolunde oynamıştır. Günümüzde hatta bu yanıyla kadın olmak büyük bir erdemlilik olarak yutturulmaktadır insanlığa. Yani bin türlü yozlaşmışlığa çivisi çıkmış şu dünyamızın batak hale gelmesinde kadının payı en az yüzde ellidir. Ne yani , üstünde güneş batmayan imparatorluğu ingiliz oyunlarıyla kahpeleyen VİKTORYA...kadın değil de ya neydi. ? Ben sizin önünde kulluk edeceğiniz TANRIÇANIZIM diyen yunan asıllı KLEOPATRA hadi sizin tarifinize göre kadın değildiyse...Sezara yahut mısırlılara göre ne idi..? O çok harukuladedir diye yeryüzünde adı sanı olmayan kadına örnek, yine alman asıllı rus çariçesi KATERİNA , hegün bir tümen erkekle yatağa girdikten sonra ertesi günü hepsinin kellesini vurduran yanıyla, kadın değildi de taşbebek filan mıydı..?

  • 13 yıl önce

    Laf uzadı; sizin anlayacağınız sevgili dostum... Aşk müşterek, hayatsa yarı yarıya. Kadın erkek ayırımsızı herkesin can taşıdığı yüreklilikle. Karşılıklı birbirine duyulan hayati ihtiyaçtır, birinin eksiğini bir diğeri tamamlayan eşi benzeri olmalara. Seven de oradadır dileyene.... yaşamanın kıymetine eremeyip, ölen öldüren de yine orada. Selam ve sevgiyle.

  • 13 yıl önce

    Siz roman okumaya ve güncel hayatı bencil yaşamaya devam edin. İnsanlar hayallerini kurduğu insanı yaşatır... Siz yaşayamayacağınız fikirlerini konuşturuyorsunuz. Saygılıyım ama kadınları kadın yapan erkektir ve erkeği erkek yapanda kadındır.