Kadınları Anma Günü mü
Bugün kadınları anma günüydü. Kadınlar sorunlarını, dertlerini, anmasın uyumaya devam etsin diye erkekler yine aradaki anma kelimesini hiç anmayıp kadınlar günü yaptı.Hatta kadınların duygusal zaaflarından faydalanıp hediye, çiçek, yemek bir eğlence ile işi sevgililer gününe çevirdi.
Oysaki bugün erkeklerle kadınların yüzleşme günüydü. Emeğini çalan, eğitimsiz bırakan, sosyal hayattan alıp eve kapatan, harçlığa mahkum eden, canına kıyan, şiddet uygulayan, küfreden, kul, köle muamelesi yapıp aşağılayan erkeklerle yüzleşme günüydü. Kadınların hakları bu önemli günde kravat takıp kopardığı çiçekleri, soldurduğu çiçeklere verenlerin cebindeydi. Bugün yüzleşme günüydü devlet, millet olarak kadınlarla yüzleşmeliydik. Korktuk yüzleşececek yüzümüz yoktu. Güzel sözler, çiçekler, hediyelerle yine salağa yatıp andırmadık.
Bir anarlarsa zaten canına kıydığımız, şiddetin her türünü uyguladığımız, emeğini sömürüp, gençliğini bitirip, bir lokma ekmek, üç kuruş, harçlığa mahkum ettiğimiz kadınların anlatacak çok şeyi vardı. Oysaki yeni bir başlangıç için yüzleşmeliydik. Nasıl ki bir işçi haklarını vermeyen patronla mahkemede yüzleşip nasıl haklarını alıyorsa, kadınlarda çocuk yaptığı, çocuk baktığı, yemek, temizlik yaptığı için haklarını almalıydı. Kocası yada devlet babası kim ev hanımı olarak istihdam ettiyse hakkını vermeliydi.
Yaşam boyu kadın evde, erkek işte eş eşit olarak çalışıp belli yaşta erkek emekli olunca erkek elindeki paraya, kadın boş eline bakmamalıydı. Kadında kendini evde ev hanımı olarak istihdam edenin birlikte ulaştıkları emekli maasından pay almalıydı. Yada devlet geriye doğru yenmesine göz yumduğu kadının yenen hakkını geri vermeliydi.
Kadınların eğitim hakkı babasının kocasının sakladığı cebinden alınıp görebilecekleri bir yere konmalıydı. En önemlisi yaşam hakkı, saygı görme hakkı devletin güvencesinde olmalıydı. Eğitimsiz bırakılıp, ekonomik olarak birine bağımlı yapılıp, erkeklere cinsel obje olarak sunulup şiddete, taciz, tecavüze göz yumulmamalıydı. Kadın, koca şiddeti, geçim zorluğu durumunda çocuklarını alıp baba evine değil en güvenli liman olarak göreceği devleti yanında bulup ona sığınmalıydı.
Geleceğin kadını kız çocuklarına saygınlığın, geleceğin, kendini gerçekleştirmenin sadece prenses, manken, dizi oyunculuğunda değil, akılda, bilgide, bilim insanı, tıp, ekonomi, endüstri, sanat her alanda olduğu öğretilip teşvik edilmeliydi.
Kadınlar, Atatürk'ün laiklik ilkesine mutlaka sahip çıkmalıydı. Okullarda anlamayacak şekilde din ve devlet işlerinin ayrılması diye öğretilen yada siyasilerin dinli, dinsiz diye birbirini ötekileştirmek için kullandıkları anlamındamıydı kesinlikle hayır. Atatürk laikliği bağnazlardan yobazlardan kadınları korumak için ilke olarak benimsemiştir.
Atatürk'ün dediği laiklik devletin dini kurallarla değil hukuk kuralları ile yönetilmesiydi. Eğer laiklik olmasaydı yobazlar, bağnazlar dini istediği gibi yorumlayıp dini referans gösterip bir erkeğe 4 kadın, küçük çocuklarla evlilik, kadın dayak atana dua etmeli gibi sapkın, sapık fikirlerini kadınlar üzerinde uygulayabilmezmiydi.
Suçluların, bir gün sonra canına kıyacağı, şiddet uygulayacağı, küfre kaldığı yerden devam edip, kul, köle muamelesi yapacağı mağdurlarla dalga geçer gibi anmasını, kutlamasını samimi bulmadığım için ne diyeceğimi bilemiyorum. Kadın cinayeti işleyen bir cani duyduğumuzda o caninin sosyal medya hesabına baktığımızda çoğunun bir önceki yıl kadınlar gününü kutlamak için paylaşımda bulunduğunu görüyoruz. Umarım gelecek yıl kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz verilerinde bir azalma, kadınlara elle tutulur güvencelerde bir artış olurda kutlarız.
Anlamlı bir yazıydı Ali bey
İçtenlikle kutluyorumud83eudd20
Mükemmel bir yazı olmuş. İlave edebileceğimiz bir şey kalmadı. Bu yazıyı herkesin okuması gerekir..
Yüreğine sağlık.
Değerli yorumlarınız beni daha çok daha iyi yazmaya ilham oluyor çok teşekkür ederim. İyiki varsınız.