Kâğıt Helva
Hani kâğıt helvalar vardır. Isırdıkça kırıntılarını yere bırakır, insanın üstünü başını mahveder ama lezzetlidir. Zaten kimse de şikayetçi olmaz üzerindeki kırıntılardan. Silkeleyince dökülür çünkü hepsi. Önemli olan dilde bıraktığı o eşsiz tattır. Bide sevgiliniz almışsa o kağıt helvayı ayrı bir güzel olur tadı,, ayrı bir eğlenceli olur yemesi. Keyfi başka olur kısaca.
Ama bide kâğıt helvanın gözünden bakarsak hayata? Düşünün bir. Mutlu bir çift sevgili geliyor sizin bulunduğunuz tezgâha ve sıra sizde. Satıcı sizi uzatıyor o heyecanlı ve mutlu genç kızın ellerine, oğlan parayı ödüyor ve mutlu mesut yürümeye devam ediyorlar.
Bir müddet sonra küçük, zarif dişler bir parçanızı koparıyor. Ve biraz sonra bir daha, sonra bir daha. Bu böyle böyle gidiyor. Ve uzakta kalan o bankta oturan bir kız çarpıyor gözünüze. Uzun uzun bakıyor bu genç kız mutlu çift ve kâğıt helva üçlüsüne.
Bu hep olur. Bir çift kâğıt helva ile aşk tazelerken bir ?'yalnız'' uzaktan izler bu sahneyi imrenerek. Kâğıt helvanın yaşama amacı da bu değimlidir zaten. Genellikle sevgililer arasında ki muhabbeti tatlılaştırır. Ama işte hep uzaktan izleyen o genç kızda vardır orada. Kâğıt helva mutlulukla hüznün arasındadır hep. Mutluluğun ellerindeyken uzaktaki o hüznü görür. Ama bunu tek fark eden de o'dur.
(...)
Yani kağıt helva mutluğun ellerindeyken hüznü izleyen olmuştur hep.