Kalbimin Kavanozunda Gül Yaprakları
Sarıya döndü mü desem kafi gelmez senin o gül yüzün çoktan sevgili.Gün olan sarı sayfan bir damla maviden kalan yağmur damlası karışmış bir damla gülümseyen gözyaşımın inadına arzum aşk çağırıyor, gül dalı özlüyor yaprağı, inadına yeşil mavi inadına.
Kanıyor her düşen yaprak koptuğu dalından aşılıyor rüzgâr her başak tohumunu ağlıyor diken acıttığı parmağı için toprak inadına inadına bana sevgili diye beni çağırıyor yanarken içim, nasıl fani sevgililerin güneşi bir gün batar giderse...
Her gün sonunda sevdam bir ateş ruhum aşk sesim bir uçurum sessizliğin yamacında güneşin alacalığında aşk eğer gönlüm'dekini buldum.
İçimden seni sevmek geldi demek ise, kalbim seni seçti .isyankar aşk , asi aşk zaman tüneline gizlendi...
O kulaklarımı okşayan kilit sesi eşliğinde açılıyor kalbim aşkımın tadında tik tak hüzün kovan güzelim ay tenli ben eşliğimde sana aşk tomurcuğu veren tatlı busen aşkına karşılık vermiş.Aşkının gölgeliğinim sığındığım mavi kelebekler uçurdum gelecek baharlara...
Mutlu edeceğim yokluğunu sımsıkı tuttuğum o boş çerçevede , aşktır ölümden güzel olan o boş çerçevede .rastlantıya bırakılmayan sevgim var. Önüne gelen sevisi olmayan anahtarı ben olacağın kelepçelenmiş ellerin dakikası, dakikası vazgeçemediğin müptela aşk arkasındakiler özelimiz hissedile bilen, gül yoncası sarkan aşk çarşafımız nice gizler sen de beni, oturtulmuş aşklar .düş uçuracağım bahara doğru . Nerede bunun anahtarı?
O kalbimin kilit sesi dışımdan gelen içimden geçen nice öpüşgenle sevişirim.Mutlu edeceğim yokluğumu. Şimdilik topluyorum kilitleri kalbime saklayıp denize atıyorum hiçbir kez daha bulunmasın diye adı biz olan bize, huyum dur yeniden iz peşine düştüm , farkında mısın ?
Düşünüyorum da sadece dünyanın düzenini biz mi tersine çevirdik, hayır , her zaman düzeni bozan bir bozan mı var? Güz yapraklarımda sevda doldu .Aşk kimi zaman yaz boz tahtası kimi zaman ali bozan kimi zaman ...
Kendini bildi bileli aşkın izini sürer sevdalı sen gibi ben gibi siz gibi. ihtilal gözbebeklerim büyüdü. sıra dışı mavi aşk devinimlerinde kolay gelsin eğrelti otlarıma...
Sarmaşık güllerimin arasına sığınan zamanlarında ben bir sadece aşk .
O güllere sığınan aşk tadıyım yaslanmış , çay demledim içer misiniz.çay getireyim size o aşk gül yapraklarından aşk kokusu sinmiş hımmm çok taze, hoş geldiniz kalbime...
Nöbet tutan. bir avuntu beş çayı benimki'si gül yapraklarım dan demlediğim o güzel dem ruhuma , ay karanlık gitmeler oldu bana , yazık olmasın bize , gitme, gözyaşı ağacının dalından sarkan güz yoncası hüzünler bir avuntu arar aşağıda dolaşan dolambaçlı kalbimin gül tadında sıyrıkların dan.
Bazen bir kader bir de ayrılık ve bir de hasret neden oldu seçilmez doldu görülmez oldu, , aşk ne de güzel yakışır oysa ben olan sana , sen olan bana , gitme , gitme kal bu gönülde , ayrılık oldu sesim geliyor yaşam yamacından o güzel bülbül şakımalarım ile aşkımın şarkısına eşlik eden kulağıma hoş gelen ,sen.
Sen karanlık ben aydınlık nöbet tutan, aşk sevişgen sarmalaşan sarmaşıklaşan nöbetlerimde ruhumun dehliz dalgalarında sessiz sessiz gezen yol alan aşk meşrebim bir ihtimal düştü , elim ayağım buz kesiyor heyecandan yanaklarım sa inadına inadına alev alev fırsat bulunamayabilir gel git med/cezir dilsiz buluşmalar var ruhumda üst üste ben olmadan sen tarafında muhatabım sadece ben kalbimin tik takların da, aşk gördüğüm kırmızı şemsiyeli mantarlarımın altında gizlenen aşklarım var oysa bir ihtimal tatlı ben gibi...
?? Dur ?? diyor adı belki aşk olan aşk, peltek peltek, adını değiştirmediğim aşk, son bir şey adını değiştirdin mi ?
Ben değiştirmedim hala aynı adım, benim adım kırmızı, benim adım aşk, o yansımamız olan yaşayan bahar damlası papatyalarımız tomurcuğu na sürülecek kuru boyam dan sarı adı hüzün gelmeyen hazan sarılarından çekilmez olan yüzü bize döner oldu, gitme kal gitme bu gönülde, tamam peki temiz pak misler gibi git bari son bir şey sevdin mi?
Neydi, dilsiz sevgiyi, aşka coşan, aşkımı yoran ?
O birleşemeyen yüz ifadelerimiz ardına ben seni aradım sis duman boğulmuş gecede sessizliğin rüzgarında saçımı fırçaladım , ve aşk sürdüm o her okşadığın teline kırmızı uğur böceği tokamı taktım , o en sevdiğin toka idi saçımda ruhumuz aşkı yüzümün dantelinde gizli perçemi sana vuran oyası beni soran maziye ironi aşkınmış hali mekanı her andığında kulaklarını yırtarcasına çınlatacağım aşk, çelik gibi soğuk delici bakışlarım ile çarpan sevincim alev alev , kusura bakma diyorum çaresizce sadece aşk tadı , beklenilen son tren belki nöbet tutan aşk?
Kırık kalpler durağında inenler var mor rengim maroken sumenin içi, aynadaki aksime bakıyorum ve aya ve bu akşamki amacına layık bir yansıma ikisi de doğar yüzü karanlık ben ay bize, semaya küsmüş !
İner, iner çıkar sevdalar, gönüller dilsiz sanki konuşmaz oldu tanımadın mı anneciğim aşk adı sen söyledin can yakar belki diye, hafifçe kıpırdıyor kalp kapakçıklarım bir daha atmayacak.
Güz yaprakları gazeller oldu, hüzün yumağını frenlemek isteyen , bak , bak hım mm aşk kokuyor yine o aşk sığınağımız da yaşı büyük kalın gövdeli ağacın dallarına duvak olmuş sarmaşık güllerinden tenime kokusu gelen.
Yine de aşk var , sevgi var, çay demledim içer misiniz.çay getireyim size o aşk gül yapraklarından aşk kokusu sinmiş hım mm çok taze . hoş geldiniz kalbime. gül yapraklarım taze hem de her zaman taze ve sakladıklarım da var adı cam sevgilisi olan kalbimin kavanozunda gül yaprakları bulamayacağım aşk zamanlarıma dair devinimlerime...
Emine ÖZTÜRK/Balım Sultan/