Kamil İnsan
En büyük günahlardan bir tanesi Allah'a şirk koşmaktır bunu hepimiz biliriz ancak bazı durumlarda,farkında olmasak bile,şirke varan cümleler kurmuyor değiliz;örneğin "bu araba kimin,bu ev kimin,"diye sorduklarında göğsümüzü kabartarak "benim"deriz,oysa mal da mülk de Allah'ındır,binlerce yıl öncesinde olduğu gibi binlerce yıl sonrasında da bu kanun değişmeyecektir.
Bir kişi hakkında kesin hükümde bulunuruz,"bu adam cennetlik." ya da "bu adamın yatacak yeri yok,toprak bile kabul etmez" gibi.Bizim inancımıza göre kimin nereye gideceğimi ancak Allah bilir,biz kimsenin iç dünyasını bilemeyiz,bu yüzden onun yerine hüküm söyleyemeyiz.
Kamil insan nasıl olunur?Ne kadar okuyup yazsak da,yaşasak da, bu iki kelimenin değerini öğrenemediysek kendimize en büyük düşmanlığı yapmışız demektir.Kamil insan olmayı başarabilseydi insanoğlu ne açlık olurdu ne kıtlık ne göçler ne zulümler ne de savaşlar yaşanırdı.
"Öl,ikrar verme,öl ikrarından dönme,"kamil insan yoluna girmenin ilk şartıdır.Anahtar kelimeler şunlar:
"Ölmeden ölmek,nefsi ve benliğini öldürmek,adalet,hakkaniyet,sağduyu,sorumluluk ve vicdan"
Düşünceyi,düşünmeyi ve düşündürmeyi seven herkese "Bilinmeyen Varoluş ve Kamil İnsan" isimli Mustafa Payesiz'in yazmış olduğu-edebiyat,felsefe ve din karışımı- bu kitabı okumalarını tavsiye ederim. " "Kamil insan öğretisi herhangi bir düşünce ve inanç sisteminin uzantısı değildir ve olaylara bütün düşünce ve inanç sistemlerini kapsayacak yelpazede bakar."
Aslında konu çok basit ama uygulayabilene;
Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkasına yapmayacaksın.
Kimseden duymak istemediğin kötü sözü başkasına söylemeyeceksin.
Eğer bunu yapabilirsek-ki yapabileceğimizi pek sanmıyorum-dünyada kaos diye bir kavramdan söz edilemeyecektir.
Kısacası,"eline,diline ve beline sahip olmak"kamil insan olmanın püf noktasını oluşturuyor.
Kitapta dört yaşam evresi sıralanıp (şeriat,tarikat,marifet ve hakikat) kapıları genişçe açıklandığı gibi, Nimri Dede,Kul Nesimi,Büryani,Edip Harabi,Aşık Daimi,Ruhsati,Yunus Emre,Kul Nesimi,Hacı Bektaş Veli,Aşık İbreti ve Pir Sultan Abdal gibi şairlerin birer şiirlerine yer verilerek konu zenginleştirilmiş.
Nimri Dede'nin "Öğren" adlı şiiriyle tüm insanları bir olmaya,diri olmaya davet ederek sonlandıralım:
Eğer tababetin özün ararsan
Evvela var hissi insanı öğren
İdrak içinde ruh denen ceryanın
Kalbinde yaptığı devranı öğren
Hem tahlil et mevcut kanını
Neresinde bulursan gör canını
Orada sarfeyle her imkanını
Canın eğlendiği mekanı öğren
Gör ne incelik var organlarında
Beyne bağlanmışlar aklın yanında
Havadis verirler tam zamanında
Ordaki nizamı erkanı öğren
Öğren o dizilmiş kemiklerini
Gör nasıl giymişler etle derini
Sen bir yana koy da bildiklerini
Nimri'den bu ilmi irfanı öğren