Kanadı Kırılanlar...
Bitmeyen bir kabusun tam ortasında..
Bir yerlere bombalar düşüyor gözünü uyku bürüyemeyen bebekler kabuslara uyanmış,koca bir kan deryasında
Sevmek kimsesiz ummanların ortasında unutulmuş yavru bir serçe,kanadı kırılmış,çaresiz..
Kime danışsam arkası dönük yüzü gülmez mayın tarlası bekçileri,
Hep aynı cevabı alırken gözümde canlanan minik bir el havada dalgalanıyor..
Gözlerim buğulanıyor minik parmaklarından ala özgürlükler damladıkça..
İnsanlığımdan utanıyorum...
Annesinin kokusunu bir çöl ortasında yitiren minik bebeğin gözyaşlarında boğuluyor ruhum..
Ve babasına el sallayan minik bir şehit yavrusuna saklıyorum gelecek umutlarımı..
Bir lokma ekmeğe uzanırken titreyen koca yürek sarsıyor tüm dünyamı ve yerle bir ediyor..
Sevmek dedik ya serçenin gözlerini oymaya başlıyor nankör akbabalar...
Bir ezan okunuyor uzaklarda tekbir sesleri eşlik ediyor eşsiz çağrıya..
Ve kimsesizliğiyle yeni tanışan bir kız çocuğu elveda diyor anasına ,babasına...
Siz kimsesizliği paylaştınız mı hiç gözyaşlarınızla....
...
Karnı doymaz akbabalar,
Ve bir lokma ekmek ya da ana sevgisine hasret binlerce mütebessim yavrular..
Nerede sizlere verilen sözler, nerede göz yaşlarınızı kurutacak vicdanlar...
Çöl ortasında kavrulan bir harabe bugün yüreğim
Baktıkça gözlerinize alevleri hızlanır uçsuz bucaksız kum deryalarının..
Şikayet ettiğim onca sebep uçup gider kimsesizliğinizin gölgesine.
Gecelerce af diledim minik yüreklerinizden dua aleminde..
Kimseye sitem edecek hakkınız bile olmadı..
Biz ki ne sitemler büyütürüz adlarınız anıldıkça da kimselere ulaşmaz,ulaştırılmaz..
Minik tebessümlerinizi kimsesizliğinize armağan ettiğinizden beri hiç bir şey masum değil..
Ellerimi uzatsam ellerinizin gölgesinde kalır bir yanı,
Ve buram buram ala özgürlüğünüzün kokusu...
Din uğruna,vatan uğruna,şehadet uğruna..
Eremedik sırrına yüreğinizdeki büyüklüğün..
Ve hep geç kaldık kanadı kırık serçeye derman olmak için..