Kanıksanmışlık İşlemiştir
Başlanmamış bir yazı-konuya nerden başlanır? Düşünmeden bir iki tümce yazdığım anlarda alın yine pot kırdı diyorlar sağ olsunlarım. Genelde bizim duruşumuz ayak takımı olmaktan öteye geçmez veya ayakkabı bağı gibi de görebiliriz kendimizi.Siz görüp görmemekte hürsünüz. Bir düşünsenize hürlük gibisi var mı? Öyle diyorlar demokrasi konuşanlar ben demiyorum. Benim ve benim gibilerin demokrasi konusunda karnelerimiz sıfırdır.
Bir de huzur sukunet sessizlik sakinlik durumları var. Yaşasın kaossuz yaşamak dediğimiz anlarda da bu kez çok görenler var. Bu çok görenler için ne diyebiliriz? Bizim usumuz serüvenci sevgici aşkçı emekçi Jack London'a erer.
Tüptür tüp dedikleri zaman şaşırıyoruz. Bombadır bomba dedikleri zaman bol bol haklı olarak bela okuyoruz ölenlerimize sadece o anlık saniyelik üzülüyoruz.Sonra haberciler olay yerinden uzaklaşıyorlar. Olay yeri yalnız kalıyor benzin kokusuyla gök yüzüne yükselen dumanıyla kan rengiyle ve hüzünle.
Genel olarak birlikteliğimiz var ama sınırlı bir birliktelik. Bu sabah bastonlu bir ihtiyar bira içiyordu.Ben bırakalı yıllar olmuştu ama o kadar da düşünceliydi ihtiyar. Aşık olabilir...
Bizim unutma gözlerimizi kapama duymama gibi sanrılıklarımız çok.Ayak bağı olanlarında kalbi vardır yahu. Taş mıyız şimdi? Kumrularda kumrularımız yanarken ölürlerken alevler içindeyken bakın hele tv kanallarında olayı seyredenlere; Allah belalarını versin topunun! Kalleşler-alçaklar namussuzlar! Vay analarını....Derken seyirci bir kaç saniye sonra saatine bakıyor. Kafasındaki saçlarını karıştırıyor ve 'öğlen oldu, haydin namaza, haydin yemeğe, akşam fener maçı var, oğlum var ya karılarda gelecekmiş, napsak oğlum uçakta yer var mıdır?' Biz buyuz kısaca! Öte yandan terör umurumuzda mı? Yok! Peki depremler umurumuzda mı? Yok !Peki hangi parti olursa olsun verdiğimiz oyların peşinde miyiz? Yok! Velhasılı kelam 'umuru' sözlüğünde yüreğinde taşımayan bir milletiniz!
Bu halimizi politikacı insanlar çok güzel analiz edip yollarına çıkan engelleri de çok kolay aşıyorlar. Hangi uzun atlayıcı politikacılar gibi atlar değil mi?
Kınıyoruz!
Yine şiddet yine bir kaç adet vatandaşımız öldü! ( üzüntüden olmuştur bu dil sürçmesi). Peşlerindeyiz. Ölenler memleketlerinde erkanda bulunan temsilcilerle topraklarına verilmiştir. Evet çarkıfelek böyle çalışır böyle işler böyle alıştırılır ölümler.
Kanıksarız.
Henüz dumanlar çekilmemişken ölülerimiz henüz yıkanmamışken dikkat edin gülmeye devam ederiz.
Yoksa sizde mi gülüyorsunuz?
Ne bu suratından düşen bin parça! Akşam ne yapacağız ?
İnsanlar belli bir zaman sonra hayatlarını sıradan bir şekilde idame ettiriyorlar, yaşadıklarını kanıksıyorlar. O gün birtakım olaylar olmuştur, bir yerde bomba patlamıştır, Afrika'da bizim hiç tanımadığımız binlerce çocuk ölmüştür, yolda ihtiyar bir teyzeye araba çarpmıştır velhasılı yaşam denen ince çizgide inişler çıkışlar ve bizi direkt ilgilnediren, hiç ilgilendirmeyen olaylar silsilesi yaşanmıştır. Aslında bireysel hafızamızında, toplumsal hafızamızında dolu dolu olması lazım ki, bireysel olarakta, toplumsal olarakta aynı hataları yapmayalım değil mi? Kutluyorum Necmi bey güzel bir yazı kaleme almışsınız...
sayın Ahmet Zeyinci' ye ve şiirkolik yönetimine teşekkür ederim.
''Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık'' eylemini hatırladım. Güne baktığımızda; toplumsal iletişim araçları bu denli çoğalmışken, nasıl oluyor da böylesine aldırışsız durabiliyoruz. Çok güzel soru.. Elbette bir ülkeyi yönetmek zordur, uluslar arası turnuvada kim bilir kaç satranç tahtası açık durmaktadır, kapalı kapılar ardında, tam da şu anda.. Vatandaş olarak aklımın erdiği şudur ki; Her bir kanıksamanın sonu yepyeni başkaca kanıksamalardır.
Duyarlı kaleminize tebriklerim ve saygılarımla.
ne mi yapacağız akşam yine ve yine güldürecekler biz de güleceğiiz...