Kaos
"Ruhunda sükunete kavuşmak isteyen ve mutlu olmak isteyen insanlar inanamalı ve iman etmelidirler. Ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan feragat edip yaşamlarını bu sorgulmaya adamak zorundadırlar"
F.Nietzche
Ben kuru kuruya içindeki yüksek inanç tohumlarını çürütmüş biri değilim.Tek amacım gerekirse iç huzurumdan vazgeçip kendi içimdeki "ben" hakikatini yakalamaktır.Onca insan yüce bir varlığa inandığını söylerken samimiyetinin derecesini açıklayabilir mi?Açıklayabilse bile kendini,kendi içindeki "ben" hakikatini tanımadan olan samimiyet ne dereceye kadar olabilir?
Eğer kendimden büyük bir güç varsa bunu gerçekten ama gerçekten kendi aklımla yapmam gerekmez mi?Ben bu aklın sınırlarını ve gerekliliklerini bilmeden nasıl onunla keşifler yapabilirm?
Birşeylere inanmak insanın kendinde bulduğu şeylerden dolayıdır.Üstün bir güce inamak sizin kendinizi aşağıda hissetmeniz-aciz hissetmeniz- yüzünden değil midir?
Peki ben ne derece acizim?Yüce varlığa inanırken acizliğimin sınırlarını kuru ve yapmacık örneklerden öteye geçerek keşfetmem belkide beni mükemmel yapan olacaktır.
Asla demiyorum ki bu yolun sonunda ilk baştaki çöpe attığım inançlarım kuvvetlensin.Bu sadece bir ihtimal.Ama şu anda bulunduğum "yokluk" durumu "varla yok arası" durumundan bin kat iyidir.
Kendi aklınızı kullnın diyen bir yaratıcıya inanan onca insanın doğduğundan beri sadece okudukları ve duyduklarıyla hareket ettiği için ahlaksızlık yanında dindarlık ironisi yaşanıyor bu ülkede.
Ben aklımı kullanmayı denemeyi seçiyorum.Eski inancımdan alabileceğim tek mantıklı ders budur.Aklımı kullanmak.
"Gururlu bir yüceliğe sahip olmak isteyen çınar fırtınalı hava ister."
F.Nietzche