Karalama Yazılarım
....bir adım kala ancak söyleyebilmiştim her şey sona erdikten sonra,geç kalmıştım çünkü ölmüştüm,hiç son olmayan son dokunuşları bir türlü saklayamıyordum üzerimi kapatan toprağa rağmen,bu dünya hayatını doğru ve temiz tamamlamak her zaman bir son dokunuş bırakmak bir hoş seda..
..birbirimizin öptüğü avuçlarımızın kimsesizliğini yaşıyor olmamız ne güzel bir benzerlik,zaman en sağlıklı ilişkilerin bile parçalanacağını iddia ediyor,ah maalesef doğru çıkıyordu,cam kalpli kalbim hemen çabuk kırılıveren kıymette olup dayanıksız ve zayıftı onun kırılganlığının telafisi yoktu,kırıldı ve bir daha eski haline gelemedi ...
...içimizde her zaman bir öteki vardır,her zaman bizi yalnız bırakmayan bir gerçek acı-öteki vardır,ne dersiniz sarılıp sığındığımız öteki bedenlerimiz nerede dostlar..
...toplumsal yaraları sarmada ne kadar geç kalıyoruz giderek eleştirdiğimiz egoist yaşayan toplumların özelliklerine benziyor davranışlarımız,bir sancı sarmıyorsa gözü yaşlı insanların derdinden kalplerimiz ,veya sürekli haksızlıkların yaşanmasından isyan etmiyorsa şuurlarımız,neyi ifade ediyoruz biz,hayat nedir peki ? ,insan değişiyor yozlaşıyor demek, şu 21 y.y teknolojisinin yaptığını görüyor musunuz insanı hem kendisine esir ediyor hem onu acımasızca katlediyor,gözümüzün önünde sanal hayatların cazibesine düşmüş insanların makinalaşan duruşlarına seyirciyiz sadece .. ..uzaklarda bir yerde kederleri ile baş başa buruk ve hüzünle yaşayan sevgili yüzünden üşüme nöbetleri tutuyorum,bu düştüğüm acıklı durum karşısında yalınayak yürümek geliyor içimden karlı yollarda ,sevgisiz kalmak bu olsa gerek..
...yağmuru ve şimşekleri gördü gök,ve deniz o durgun o masmavi hayatından memnun akışını değiştirdi,sevilmekten hoşlanan kalp gibi köpürdü duyguları dalga dalga mavinin..
....ayrıldık ve savrulduk,bu felaket yağmurun yıkıcılığı kadardı,dinmeyen gözyaşlarımız ruhumuzun depremiydi,bir girdaba dönüştük,seni düşündüm aklıma sen geldin korkuların ve dehşetin,ve yalnızlıkta kalmışlığın telaş yaptı bende,bu acı son yüzünden kıyametlerimiz başımza düşmüş olmalı .. ....sesleri ürkütücü motorlar çoğaldı,hızla yanı başlarımızdan geçen iki tekerlekli motorların sesi korku yaşatıyor,arabaların arasından kıvrılıp uçup gitmeleri rüzgarı ve istanbl'u kamçılayıcı gidişleri belki seyre değer oluyorlar,fakat beklenmedik acı kazalar alınan tüm lezzetleri süpürüyor,her şeye rağmen içimde bir özlem bir duygu var ki,bir motorun üzerinde hız yaparak boğazı geçmek rüzgarın koynundan gökyüzüne çekilmek tutkusu depreşiyor çoğu zaman. ..
...dolunay...dolunay,bu güzel ahenk ve görsellik bahar ve yaz akşamlarında tadına doyulmuyor,uzun zaman oldu gökyüzüne çevirmeyeli başımı işte bir dolunay akşamı daha,gecede aşk havası var dedirtecek güzellikte insanı etkiliyor da etkiliyor ..
...ve bir ney sesi uyandırmasaydı unutmuş olacaktım seni,durmadan gezinip duran o ney sesi hiç gitmese de olur yeter ki ilahi bir huzurla sevinmesini öğrensin ruhum,ilk defa dinliyor gibi gözlerimi kırpmadan nasıl durmuş kalmışım,ney sesinin her taraftan gelip doldurduğu akşamdı dört duvarlı gökyüzü altında unutulmazı yaşattı..
...çanakkale'den başlayarak tarihin derinliklerine seyahat edildiğinde ölmeye, düğüne gibi gider gibi hayatlarını serenler ne kutlu insanlar oldular,keşke bu anlam ahlakını kavrayabilse şimdiki gençlerimiz,ölmeyi..tekrar tekrar diriltilip yine ölmeyi sevmek,Allah yolunda ölmenin seçkinliğini idrak eden insan olmak işte hayatın gayesi...
....mimoza bir gül kadar şöhreti duyulmuş değil belki fakat en haklı ve etkili sıradaki sır yüklü ağaçtır o ,onu ben bir sevgili sayesinde tanıdım geç fakat unutulmaz oldu bende..
....yağmur sonrası sokakların caddelerin kokusunu özellikle arıyorum.. ....evet her birimiz bir masaldan düşmüş gibi değil miyizdir,bazen inanamayız yaşadıklarımıza,gerçek olmaması için bir çok konular için nasıl dövünmüşüzdür,ve bir masal olsun isteriz aslı olmayan korkulu rüyalar için Allah'ım ne olur rüya olsun dediğimiz türden olduğu gibi,yine de bir masal dinlemek çok iyi gelecekti bu yalnız İstanbul akşamında,içinde sabah ve akşam kuşları,martılar ve vapurlar olsun ve aşk mutlu son bulsun..
....düşüp duruyorum yediğim darbelerden,şehrin kabadayı insanları ve onların saldığı korkak dehşetten en olmadık zavallı sözlerden nefret ederek,düşüp kaldığım yerden koluma girip acılarımı saranlar ancak birer melek olabilir..
....isterdim bereketli islam topraklarında insanlar ve çocuklar efendimiz'in sözleri ile vahy'in ahlakı ile yetişip-gelişip-serpilip sağlıklı huzurlu barışın ve adaletin sevginin mimarları olarak yaşatsın ve yaşasınlar, tüm dünya insanlarına da gösterebilsinler,özellikle çocukların gözleri -yüzleri kabe olup çoğalsın,çocuk gözler hiç mahzun olmasın,onlar fıtri ahlakın inancın meyveleri cennetten esen rüzgarlar cennetin rengi yüzlerdir .. ..beklemek..beklemek..hayat beklemektir..gerçekten beklemek..umutların yeşermesini..yarının gelmesini..bir tebessümü..güneşin çıkmasını..yolcunun gelmesini..müjdeli bir haberi..
.... ..insan gibidir toprak..toprak gibidir insan..sevilmeye sevgiye bakılmaya uğraşmaya gönül vermeye her zaman hazırdır ve her zaman ilgi ister sevgisizliğe hiç tahammülü yoktur..toprak , bağ olur dağ olur insan ,melek olur şeytan olur... ..hiç dinmedi öğleden sonraya başlayan sağanak ve şehir ve yürüdüğüm sokaklar ıpıslak ..hüzünlü bir istanbul .. ..yüzün ağlamş gülüm..yüzün bir masaldan düşmüş ay kız..
... ..kır çiçekleri arasında rastladım menekşe çiçeğine ve uzakta ki köyümün bayırları menekşe ile güler gelinciklerle düğün yapar her bahar ve ben her yaz tatili bu eşsiz sıcak bereketli şirin mi şirin köye doyamadan dönerim daha doymadan ayrılık günü gelir çatar .. ...işlemeli menekşeyi tanımak olacak ilk işim...bir çiçekci yüzüme bakıp şaşırmadan hayretsizce ve ciddiyetle bana doğru çiçeği gösterebilecek mi *.. ..menekşe uzun zamandır yok kimsenin açan bir menekşesi olduğunu da duymadım..c.tesi günü çiçekcilere bakacağım .. ..uzun ve tehlikelerle dolu bir yol güneşe yolculuk .. ..yıllar önce fırat akardı şimdi baraj gölü oldu o eski akarsuyun o akış hali daha etkileyiciydi sanki.. gözlerinin karası hiç geçmeyecek ruhumun üzerinden.. ..insanın burnunda tütüyor olmalı herkesin köyü.. ..şimşekler uçucu çakar ve kaybolur ama hatıralar...kanar da kanar.. ..bir ağustos sıcağı yaz tatilimde tarlalarımızın dörülme zamanı gece yatıya kaldık fıratın kenarında daha baraj gölü olmamıştı ne güzel akıyordu ay ışığının altında.. ..köyün havası ve toprağı her zaman herkese tam bir hasret.. ..bu yaz köy yollarındayım .. ..olacak mısın yanımda her şeye rağmen var mısın ? aşabilecek miyiz ? dersin bu dünyanın yüzünü tanıdıktan sonra vazgeçebilecek miyiz ? dünyeviliklerden .. ..evet tüm güçlükler ve acılar karşısında sen ol yeter her şey geçer .. ..şiirdeki anılar her insanda yaşanmaya hazır ve yaşanmış olaylar bütün bunlara rağmen sevinçsiz ve neşesiz de kalmıyoruz nasıl da tam bir uyum varmış gibi.. ..her köyün kendi mahalle ve tabirleri kelime ve deyimleri vardır dökümanlarını çıkartsanız ilginçliklere rastlarsınız,son yıllarda gittikçe çocukluk ve gençlik yıllarımın köy izleri dolaşıyor ruhumda.,kurbağa sesleri kulağımda ve yosunlar,göllerde yüzmeye koşardık ilk önce tereddütler olurdu sonra umursamazdık,gezindikçe dağ bayır köyde,saklı hikayeler gün ışığına çıktıkca nasıl heyecan yaşamaz ki insan,mesela fırat göl olalı o eski egzotik güzellikler ve hikayeler yeterince tat veriyor mu ? vermiyor mu ? kararsızlaştım ,neden hep bir önceki yıllar,eskiler çok aranır ki ?
....kış soğukları uzaklarda nasıldır hangi çiçekler şimdi sarı açıyordur ,dün birisinin yakasında sarı bir çiçek gördüm,sordum kasımpatı dedi ,ilk defa mı görüyordum bilmem şaşırdım(aslında evet kasımpatı çiçeğinin nasıl bir çiçek olduğunu yeni öğrendim)..,.
....yokluğun kalbi var demek ,kalbi olmayan hiç bir şey yok mu ?,ve neden bir taşın da kalbi var ve zalim insana taş kalpli deriz,oysa taş bile bağrında taşıdığı bir tohumu besler onu gün ışığına çıkarır,ve insan taş kadar bile değil,bir kalbin içinde kalmayı yer etmeyi başaramadığımızdan mıdır ? yokluklara alışmışlığım,o halde yokluğun kalbine yolculuğa çıkıyorum,bazen öyle olur ki yokluğun insana yaşattığı zenginliği maddi zenginlikler veremez ,ve yokluğun kalbini iyi bir muhasebeden geçiren insan doğru bir çizgiyi sürdürüyor demektir,bir yerlerde sıkışmış kalmış olabilir,belki bu dünyanın insanı olmayan nice insanlar kendilerini saklıyorlardır eminim arada bir rastlıyorum onlara,o kadar ihtiyacı var ki insanın kendini anlayan biri ile konuşmaya,paylaştığında sevinçten ve kederden yana ne varsa biraz daha sakinleşmek ve huzur doldurmak başka farklı açıları görebilmek hayattan yana işte tat aldığı zamandır bu ....bugün çok yoğun bir gün vardı ve nasıl bir tılsım vardı bilemedim rüzgar gibi geçti ..
....bir istanbul fotoğrafı,nakkaştepe'den geçiyordum durup bakınmaz mıyım ? serin yağışlı akşam da olsa bu kurşuni manzara ruhumu fethetti.. yağmur gün boyu yağmıştı ve göğün rengi neydi unutmuştum,mevsim güz istanbul kuru ve soğuk,sabah kara kirli kül renkli bulutlarla kaplı idi şimdi açık hava ama çok soğuk,ve bir dostu arıyorum Bitlis ziyaretine gitmiş'.. demek sen kar havası yaşıyorsun,inşaallah dönüş bileti ayırt etmişsindir,yoksa kalırsın oralarda..' dediğimde Allah dilerse gelirim demesine çok mutlu oldum ne güzel cümleydi..
..her şey aynı ,aynı olmayan ilerleyen ömrüm ..
... bestesi hiç yazılamayacak biricik güzelliktir insanın ruhunda aşk, gölgelere düşen sevgilerin ömrü nedir..? ışık ve aydınlıklarda kaybolan sevgi ters orantılı olsa gerek,insanoğlunun bin bir çıkmazları içinde bu sevda işi başını en çok ağrıtan konulardan biri olmalı,sevgileri öldürmenin ağır bir bedeli olmaz mı ..
....bir masaldan düşmek,bana sorsalar çok masal bilmediğimden hangi masaldan düşmek istediğimi yazamam,söyleyemem,çocukluğumun en eksik taraflarından biri,masalsız büyütüldüm,hangisi doğruydu,masallar mı..?..masallardan uzak olmak mı..?..nedense masallar masum gibidirler ama tehlikelidirler de,çok dikkat edilmeliler,çocukların bilinçaltlarının tanıştığı ilk sözler maalesef bunlar...
....beklemek,bir muştuya kavuşmak,beklenen sevgili yolcuya sarılmak,bir doğumu sabırsızlıkla beklemek,güneşi kucaklamak için uyumamak,kuşluk vakti sırrını görmek için beklemek,hep beklemek ne güzel sanki her an bir güzel netice bizi bulacak diye,karşılayacak gibi ruhumu açanı,yüzümü güldürecek olanı,dünya ahıret saadetine kavuşmak için beklemek,ölmek, bu beklemeyi güzel bir bahara çevirecek öteye geçmek için en güzel misafirlik ve kavuşma olacak..,
...denize bakan yerler yedi tepe mabed dolu,kucak açıyor göğe minareler,İstanbul böyle bir şehir..
..yağmur yağıyor elif..elif..yağıyor da yağıyor istanbul ' da ve boğazın suların sevincini bir görseniz balık kaynıyor gibi...
26.03.2013/ üsküdar