Karalama Yazılarımdan
..öyle de peki suçlu kim ? aynı güzellikleri tüm dünya nakarat gibi tekrarlıyor ama değişen bir şey olmuyor,katliamlar,savaşlar,nükleer denemeler,işgal,sömürü,terör ve töre cinayetleri..vb..oysa aynı yıldızlara bakıp dururken aynı gezegen üzerinde kardeş ve arkadaş olarak aynı gökyüzü altında yaşıyorken neden barış içinde yaşamayalım...neden ..!!!
...‎;bir şiir okudum dinlendim ,işte böyle bir şiir olmalı ve ne güzel okumalı..temmuz geçti ağustos ondan da daha çabuk geçti ve eylül ne güzel geldi bu kadar çabuk geçen yılların ve günlerin ardından eylül benim için çok uzun sürer ve seslenirim ben de "farkında mısın eylül,benim kalbimi çalıyorsun.."
.. uff ya..!! fazla mı gerçekçilik bu,bu bir çıkmaz sokak olmalı,veya bu bir çıkmaz sokak olduğuna göre belki de çıkmaya çabalamak manasız olacak.
‎;....kar dindi karanlık eridi nereden çıktı şimdi diyeceksiniz bu sıcak yaz günlerinde can sıkıntısı olmalı iyi ki canlı tutarız düş denizlerimizi...
...istanbul kalabalığı ve insan coşkusu yaşanıyor şu an, güneş çekilirken karanlığa bıraktığı şehirde her şey ışıl ışıl bin bir renk manzara seyri ayrı bir zevk görülmeğe değer bir İstanbul olur ve yakamozlar yazdırır bize duygularımızı ve çınarın gizemli varlığı daha bir istanbul hiç dinmeyen bir serüven ..ne güzel bir akşam içindeyiz..!!
.. .ne yazık ki sahip olunan bilimsel ve ilmi çalışmalar insanın ve toplumların bozulması için kullanılmakta sanki,genetik ilmi öyle bir konuyu kurcalıyor ki ruhumuzu ve zihinsel dünyamızı etkileyecek alanlara tam bir saldırı söz konusu,çünkü toprağa bağlı ürünlerle beslenmesini sağlıklı sürdürmesi gereken insana toprağın bizzat kendi mineralleri orjinal özelliği ile değil merkezden-çekirdekten müdahale ile genetikleri zorlanmış asli hüviyeti çarpıtılmış ürünlerin filizlenmesi teşvik edilerek insanlara sunulmaktadır..milenyum çağın sözde teknik-teknoloji-özgürlük-demokrasi..vb iddiaları ile ortaya çıkan şu hakim güçler(ABD-AB-İSRAİL-RUSYA-ÇİN-JAPONYA) modern batı veya doğu ,dünya ekonomi ve ticari hayatta başı çekenler maalesef sebze,gıda ve besin sektöründe genetiği oynanmış pekçok ürünü servis yaparak ülke insanların huylarını karakter yapılarını neredeyse değişmelerine sebep oldular,şehirde yediğimiz salatalık,domates,biber,kavun,karpuz..vb,ne varsa , NE tadı tat eski yılların kokusu var,ne de yarınlarımız için sağlıklı bir gelişme vaad etmiyor,en duyarlı bir konu olmalı değil midir , kendi yerli-orjinal-bizzat toprağın döllediği ürünleri yetiştirmek ve asla genetiği değiştirilmiş tohumlar ya da yetiştirilmiş ürünler soframıza gelmemeli..
..çınar susmamı boşuna bekledi bütün yaprakları yeşil bütün yeşilliği istanbul ve sessizlikten korkuyor gibi duruyordu o devasa gövdesi ile kendi kendisiyle konuşuyordu susuzluk ve açlık çekmeden ben candan dostlarımla susmak bilmiyordum kavuşmaların tadını çıkarır gibi miydim..
.. ..geldiğimden beri deniz gülümsüyor her gün mavi her gün beni çekiyor hiç bırakmıyor güneşi üflediğim saate kadar misafir ediyor beni daha kim olduğumu bilmedi bu şehir ve beni tanımak için çok uğraştı denizden başka kimseye vermedim sırlarımı adresimi ben de..
.. düşünmüyorum yaşıyorum ,denizin en güzel suyu ile onun iyotlu baharı altında günlerimi mavi mavi demlerken bir sahil kasabasında tatil yapmanın kendinden geçmiş halini yudumluyorken fakat az sonra demirden betondan ve çelikten kurulu binaların işgali altındaki bir şehre yolculuğumu düşündükçe ... evet düşündükçe..hayır , hayır emekli olmayacağım işime sorumluluklarıma döneceğim bana bu kadarı yeterli..
.. ‎;..benden evvel yazılmış bir hikayem yok kendi hikayemi bu şehirde kendim yazmak istiyorum hayır özgür olarak bunu yapacak ve öyle yaşayacağım..ah evet bol oksijenli dağların denize gönderdiği hayat rüzgarları ve denizin maviş tadına doyumsuz huzurunu bire bir tadarken kent hayatına sıkışmış insanlara sadece byeee...demek düşüyor bana üzülüyorum buna ama başka çare yok..
..yürümek ve düşünmek istiyorum,tabi ki herkes günahının ve yaptıklarının farkındadır,ödediği bedellerin sebebi mutlak ve muhakkak bilinçli özgür iradesiyle yaptıkları yüzündendir ,aksini düşünmek budalalıktır yoksa kayahan'ın şarkısında olduğu gibi "..Allah'ım neydi günahım.." diye üste çıkmaz sitem etmez tek suçlu kendi tercih ve talepleridir kimseyi bahane etmesin..ah yürümek ve hayatı her gün yeniden keşfetmek istiyorum ..
.. bütün hüzünleri yaşayan benim ve sabahı gelmeyen geceleri çeken de,kendimi ifade edemeyen de benim,fakat bu böyle devam etmemeli ölümcül bekleyişler gibi gelip geçemez en güzel İstanbul günleri bu bahar günleri ,ben böyle mi geçirmeliyim,kabullenemiyorum,ah umutsuzluk bir hastalık gibi girip gövdeme yıkamaz beni yıkmamalı da diyorum..
.. titrek ruhumu hissedebiliyor musun bir gelincik yaprağından farksız beni sadece sen teselli edebilirsin bütün bir şehri dolaştım kayboldum kendimi arıyorum biliyor musun .. ? her şey ankara'ya gelişimle başladı ...
.. ..eylül geldi son kez dönüp bakıyorum ağustos sıcaklarına biten tatil günlerime ve şimdi eylül güzelliklerini avuçlarımda sımsıkı tutarak sahil çay bahçelerine doluşan binlerce insan içinde sadece ben herhalde bana mahsus bir melankolik hal olmalı bu, denizin mavisi ile ruhumu dans ediyor görüyordum eylül geldi hoş geldi sevinçlerimi hissediyordum yalnızlığımın solgun yüzünü göstermeden..
...yokluğa karışan maziyi arıyorum köstekli bir saatin akreb-yelkovan dostluğunda,iki çiçek,sen ve ben sadece ve yalnız başka hiç bir çiçek açmayacak sen ve ben tüm çiçekleri temsil edecek,hikayemiz istanbul'da geçecek kalbim sarsıla sarsıla sana doğru koşacağım fakat sen beni hep üzeceksin fakat ben seni hep seveceğim ..
çengelköy /2012