Kardan Adam
'Biliyorum siz de benim kadar özlediniz kışın karını, bembeyaz zamanları, beyazlığın gözlerimizi almasını ve o bembeyaz saflıkla birlikte çocuklaşmayı...
Ben de özlediğim için bu yazıyı yazıyorum, sadece kardan adamlara...
Yüreğimiz buz tutmasın, kardan ve buzdan yüreklere inat'
Hayallerime inanmak kardan adama inanmak gibiydi, karın varlığı kadar sürüyordu hayallerimin gerçekleşmesi ve ben ancak kardan adama sığındığım kadar sığınabilirdim sana.
Soğukluğu bir kenara bırakalım, eriyordun bir de. Sıcaklara inat dik duramıyordun benim gibi, her sıcakta biraz daha küçülüyordun ve ben de seninle yok oluyordum, erirken. Tek mevsimdin sen, hayalimle büyütürken seni, sen sıcaklığınla küçülmüştün. Tek mevsime sığan, tek başına gelip geçici hevesler yaşardın, aşkların da tek mevsimlikti. Bir sever, erir giderdin, sonrası olmazdı, olamazdı.
Önce ölürdün,
Yasını yaşardın soğuk bıraktığın yüreğimde,
Sonra ölürdün, düşerdin yüreğimden.
Kardan adam kadar soğuk yüreğine, sımsıcak âşık olmuştum işte. Sımsıcak seviyordum, soğukluğuna aldırmadan. Buzlarına inat, ateşten seviyordum. Düşlerimle süslediğim, yüreğimden bir parça koparıp da can verdiğim buzdan varlığına, aslında kendi düşüncelerime âşık olmuştum ben, beynimde şekillendirdiğim, kendi yarattığım bir şeydin. Sen aslında yoktun, ağzını, burnunu bile kendi ellerime şekillendirmiştim.
Yok oluşuna, eriyip de gidişine çok da şaşırmamak lazımdı. Sen yoktun zaten, bir masalın geçici mutluluğunda, bir kahve bitiminde, bir buz serinliğinde gelmiştin. Susuzluk anıma denk gelmişti, susamıştım.
Tüm zamanlar kış vakti olsun diledim içimden gizlice, sen yanımda ol diye. Mevsimlik geldiğin yüreğime, zamansız gitmiştin. Hiç erimeyeceğin bir kış diledim, kendi üşümelerime rağmen ve bilerek gideceğini bağlanmıştım soğukluğuna. Kışın soğuğundan sana sığındığım zamanlar hep aklımda. Ufacık zamanları gözümde büyüttüğüm, kaç mevsime böldüğüm kısa mutluluklarım olmuştu. Kısa mutlulukları çoğaltıp bir ömre kopyalayıp yapıştırabilirdim. Eğer gitmeseydin, ben soğukluğunla da yetinebilirdim.
Bir kalp verememişim sana meğer
Bir can verememişim,
Can olamamışsın ruhsuz bedenime.
Her kış yeniden bir kardan adam yapmak geliyor içimden, aklımın sana en uzak yerinden. Süratle kovuyorum bu düşünceyi.
'Kardan bile olsa,
Tek olmalı benim adamım' diyorum.
Ölse de içimdeki kardan adam, yeniden diriltmeye niyetim yok başka mevsimlerde, ben soğukluğuna gömülüp kar kokunu çekmesini de bilirim içime.
Ama gitmeseydin, tek mevsim olurdu ömrüm, tek kışlık, tek seferlik ve ölene dek. Öylesine bir hayat yaşıyorum şu aralar, ölesiye harcadığım zamanlardan arta kalan vakitlerde üşüyorum, hep üşüyorum. Senden kalan soğukluğu sürdürmeye devam ediyorum. Soğukça. Şimdi sakın gelme, sıcacık buralar, erirsin, yok olursun, bana bakma, ben hala soğukluğundayım, mevsim hep şubat bana, hep ocak, hep mart. Hep en soğuk ayları yaşıyorum ben güneşin tam ortasında ve denizin de ortasında.
Dedim ya, sen hiç gelme. Ne buralar senin soğukluğuna göre, ne de ben!
Üşürsün bıraktığın soğuklarda, sen bile üşürsün, bak dondum ben, hareket bile etmiyorum. Dokun istersen, soğuğumdan erirsin bu sefer. Senden daha fazla soğudum ben, dondum artık, hissetmiyorum, hissetmek de istemiyorum. Ölümcül bir sıcağın soğuğundayım, kardan adam yerine. Saydam beyazlıklarım var artık benim, gözlerimin önünde uçuşan, yalnızlıklarım büyüyor, uçsuz bucaksız bir soğuk kaplıyor içimi, donuyorum.
Sen gelme,
Erirsin soğukluğumda,
Ateşe tutkunum ben soğukluğuma inat,
Gelme erirsin benimle.
Bir intihar birikiyor içimde, yalnızlıklarımın peşinden,
Soğukluğumu yok etmek istiyorum,
Ateşe karşı.
İçimde bir gariplik,
Hissedemediğim,
Donduğum buradan belli.
Yanmalara gidiyorum.
Altı Eylül İki Bin On İki 09 25
Not : Yazımı Güne layık gören, Değerli Seçki Kuruluna, Teşekkürlerimle...
Şu Eylül morluğunu beyazlatan bir yazıydı.Tebrikler değerli kalem
Karlar soğuksa da yürekler sıcak olsun buz tutmasın. Güzeldi Nevin hanım kutlarım yürekten...👍