Kardelenler Öksüz Kaldı
Kardelenlerin annesi öldü. Bugün özellikle bütün kız çocuklarının acı günü, çok sevgili, belki de onları ve geleceklerini biolojik annelerinden daha fazla düşünen, manevi annelerini toprağa veriyorlar.
Bir daha hiçbir zaman böyle bir anneye sahip olamayacaklarının bilincindeler hepsi.
Aynı zamanda eşsiz bir annenin kızı olmanın gururunu da yaşıyorlar.
Türkan Saylan'ın çalişmalarıyla hemen, hemen kökünü kuruttuğu cüzzam hastalığına yakalanmış, çok az sayıdaki hasta da çok üzgün.
Bugün gençlerin çoğu korkunç cüzzam hastalığının adını bile bilmiyorlarsa bu da onun sayesindedir.
Yaşamını insanlığa adamış, kendi öz çocuklarına yeterince zaman ayıramamış bu kadın, ölümcül hastalığının arttığı son günlerinde, kendilerinden başka hiç kimseye faydaları olmamış, mermer gibi kalın kafalı, düşünsel kapasiteleri gelişmemiş, bencil, cahil, nankör pekçok insanın sözlü saldırısına uğradı.
Örümcekli kafaların gazete köşelerinde, misyonerlik, çetecilik, lesbienlik gibi en seviyesiz, asılsız suçlamalarla üzüldü. Derneğinin dolabındaki pudra şekeri bile, belki eroindir şüphesiyle narkotiğe götürüldü.
Burs verdikleri öğrencilerin dosyaları polis tarafından bazı şubelerine hala iade edilmedi.
Belki de hasta olmasaydı, bazıları gibi tutuklanacak, aylarca yargılanmadan hapiste tutulacaktı.
Şimdi, kimileri, Devlet Türkan Saylan'dan özür dilesin, diyorlar. Çok geç.
O gittikten sonra özür neye yarar. Yapılacaksa sağken yapılmalıydı bu.
Zaten onun anısının böyle bir şeye ihtiyacı da yok.
Uğruna bir yaşam harcadığı insanlar, onun kıymetini yeterince biliyorlar. Gerisi hikaye.
nur içinde yatsın
siz bunları söylüyorsunuz da kalın kafalı kalın kafalıdır anlamazlar ki! ama yine de herşeyin anlamı solduğunda umut yaşatır insanı değil mi...