Karmaşa
Meğerse insan en önce kendini hoş tutmalıymış. Ne olursa olsun en nihayetinde insan kendisine kendi için özenmeliymiş. İnsan en çok kendini sevebilmeli kendini affedebilmeliymiş. Yeni fark ettim bunu. Yirmi yaşına yaklaştığım bugünlerde bunu yeni fark etmiş olmanın burukluğu içerisindeyim. Başkasına belki erken gelebilir yirmi yaşına gelmeden bunu fark edebilmiş olmak. Ama benim için geç. Geç çünkü bu vicdansız sesin -kendi sesimin- etkilerini artık somut bir şekilde görebiliyorum. İçimdeki kavga hiç bitmiyor. Güçlü olabilmek için herkesten önce herkesten daha sert bir şekilde kendini inciten kırılgan bir genç kız ile olanlara anlam veremeyen hayallerini yaşayamamış buruk küçük kız... Durmak yok, vicdan yok, acıma yok. Bütün bu karmaşa her şeyi anlamsız kılıyor. Küçük kız her şeyin eski hâline dönmesini istiyor. O geçmişe dönmek isterken genç kız geleceğe umutla bakmaktan korkuyor. Gelecekten de korkuyor. Ve ben bütün bunların arasında kendimi içine hapsettiğim bu kalenin içinde bugünü atlatmaya çalışıyorum. İçimdeki bu kavga her günü yeni bir eziyete çevirebiliyor. Bu bitmez tükenmez sesler beni yalnızlığa hapsediyor. Buradan nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Çok korkuyorum. Çok yalnızım. Ama çabalıyorum.
Çok güzel bir denemeydi. Her bir cümleyi hissederek okudum. Tebrikler. Sevgiler..
Sanki madam bovary eserinin ilk sayfalarını okudum gibi oldum. Aslında yirmili yaşlara yaklaşmak insanın dönüm noktası olabiliyor. Kendi deyişimle yeni bir hayat başlıyor ve sisi bulutlarının çöktüğü o hakikatler gün yüzüne çıkıyor. Her ne kadar gerçekleri görmek acı verici de olsa artık
Artık kaygılarından dahi kurtuluyor insan. Çok güzel bir denemeydi. Okudukça kendi düşünce katmanlarıma da inmiş oldum. Tebrikler...
Çabalamak bile cesaret ister ki Sevgili Nilay o bile başarmanın yarısı demektir sorunlar bizden küçüktür acı da tamamlanmamızı sağlar kabullendiğimiz sürece yaşamı kolaylaştırırız
Kendin ile dertleşebilmek, kendin ile hesaplaşabilmek önemli bir meziyettir, herkesin de başaramadığı, altından kalkamadığı bir durumdur. Yirmi yaş, hani derler ya delikanlı, kanın deli aktığı zamanlar, olmadık şeyler yapmak geçer insanın içinden, hayalleri vardır, umutları vardır, sevdaları vardır insanın o yaşlarda, tabi ki tökezlemeler, çelme takma durumları da çok olur, ancak insan yüreğinde umut kırıntılarını her zaman yeşertmeyi bilmelidir... Azıcık kısa olmuş, biraz daha sabırla uzun yazmaya çalışırsanız, çok daha güzellerine imza atmak çok da zor olmayacaktır... Güzel bir yazı Nilay hanımdan kutluyorum içtenlikle...