Katsayı Olayı İle Dershane İlişkisi Üzerine
Meslek liselerinin amacı, ilköğretim ile yüksek öğrenim arasındaki basamakta ekonomik sektörlerin ihtiyacı olan, ara elemanları yetiştirmektir.
Bir ülkede ekonomik alanda çalışacak bilgili ara teknik elemanlar olmazsa, o ülkenin ekonomisi, fabrika ve işyerlerinde çalıştıracak, kaliteli eleman bulamaz ve ilerleyemez.
Bugün en ileri ülkelerde bile meslek okulları çok önemlidir ve bu okullardan mezun olanların çoğu, kendi branşların da yüksek öğrenime devam etmeyi tercih etmeyip, daha erken hayata atılmakta ve geçimlerini sağlamaya genç yaşlarda başlamaktadırlar.
Zaten, herkes yüksek öğrenim görecek diye birşey olamaz.
Ayrıca , işsizliğin yüksek olduğu bizim gibi ülkelerde bu teknik elemanlar, yüksek öğrenim görmüş kişilerden daha çabuk iş bulmakta,. birçoğu öğrenciyken zorunlu staj yaptıkları, işyerleri tarafından mezun olur olmaz, istihdam edilmektedir.
Ayrıca, isterler ve sınavı kazanırlarsa, kendi dallarında yüksek öğretim yapmalarına bir engel yoktur.
Kesin olarak yüksek öğrenim yapmak isteyenlerse, normal liselere gidip üniversite sınavını kazandıktan sonra, istedikleri (maalesef genellikle kazandıkları) dalda öğrenim görebiliyorlar.
O halde, Danıştayın bence doğru olarak verdiği bu kararın, başta Sn. Başbakan olmak üzere "ideolojik" olmakla suçlanıp, yargının işlerine gelmeyen kararlarına saldırılmasına, kıyasıya eleştirerek yıpratılmasına, yandaş medyaları ile birlikte tartışmalar açılmasına ne hakları var.? Başbakanın yargı kararlarına saygı duymadığı bir ülkede hukuğa saygı ve inanç kalır mı?
Kendi oy çıkarlarına uygun bir karar çıktığı zaman, sesleri çıkmıyor.
Ayrıca, burada önemli bir konu da meslek liselerinin müfredatının normal liselerle aynı olmaması. Branş dersleri ağırlıklı. Bu çocuklar aradaki eksiklikleri kapatmak için mutlaka dershanelere gitmek zorundalar. İnsan istemeden de olsa, bu bir bardak suda koparılan fırtınanın arkasında dershane sektörünü zengin etme amacı mı var? diye düşünmeden edemiyor.
Dershanelerin elinde inim, inim inleyen, yemeyip, içmeyip taksitleri ödemek zorunda kalan öğrenci ve ailelerinin çilesi azaltılacalacağına, ilköğretimde de her yıla sınav işkencesi konarak giderek arttırılıyor mu????
Katsayı için yarım bardak suda fırtına koparılırken, yetkililer yargıya söylemediğini bırakmazken, diğer taraftan muhalefetteyken, haksızlıklarından dolayı hedeflerindeki kurum olan YÖK ü atadıkları yandaşlarıyla şimdi oy, iktidar çıkarlarına uygun olarak kullanmaktalar. Üniversitelerde rektör ve dekan atamaları için yapılan demokratik seçimlerde enaz oy alan adayları rektör ve dekan olarak atamaya devam etmekteler. En son vukuatları E.Ü Diş Hekimliği fakültesine 60 oy alan hoca değil, 6 oy alan yandaş hoca Sn. Cumhurbaşkanı tarafından atanmış bulunuyor. Geçenlerde de Eskişehir Anadolu Üniversitesine 900 oy alan hoca değil, 27 oy alan yandaş hocayı atadılar. Şimdi gelde bunların sahte Demokrasi çığırtkanlıklarına inan.