Kelebeğin İntiharı
sahne 1
3,2,1 -kayıt.
Bugün bir palyaço ağlıyor ve ona gülüyorlar.
Ben yüzündeki plastik makyajı temizliyorum onun ve ikimize bir gülüyorlar.
sahi Palyaçolar, ağlarken de komik midir?
-kestik!
sahne 2
3,2,1 -kayıt.
Öpüşme sahnemizde dublör kullanman beni yıkıma uğratıyor.
Sahnenin son kısmında zaten ölüme yenik düşüp yıkılıyorum.
sahi seven herkes, ayaktayken de yıkık mıdır?
-kestik!
sahne 3 - kelebeğin intiharı-
3,2,1 -kayıt.
Bu ve buna benzer her sahnede rolü ben üstleniyorum. sanırım oyunculuğumu beğeniyorlar. ağlarken göz yaşartıcı damla kullanmamam ayrı bir artı. Benim yaptığım tek şey, film yerine seni düşünmek. üstelik aklıma bu sert müdahaleyi kasıtlı olarak yapmıyorum. günlük sıradan şeylerim işte; seni düşünüyorum,seni seviyorum.
Bu sahnede erkek bir kelebek rolündeyim. mekan, seni ilk gördüğüm o bahçe.. rolün, "kelebek avcısı!" kulağıma anlatılan bu oyunu kalbim aklıma daha farklı pompalıyor. yirminci yüzyıldan beri delikler açılmış kalbini bir ağ olarak kullanıyorsun.
bu sahnede asıl özgürlük, ağına takıldığım anda başlıyor..
sadece yirmi dört saatimin olduğu aklımdan bile geçmiyor.
-avuçlarındayım-
sahi bir kelebek, avuçlardayken de özgür olamaz mı?
-kestik!
son sahne
3,2,1 -kayıt.
+kelebek avcısı: seni yakalayıp satacağım
+yönetmen: uçarak kaç. reyting alalım.
+suflör: "beni yakalayamayacaksın." demen gerekiyor
+erkek kelebek:
seni seviyorum.
seni seviyorum..
seni seviyorum...
-kestik!
bileklerimizi...
Sinema filan mı okuyorsunuz..? Yoksa günün en dayanıksız tüketilen mal ve malzemesinden kendine karakter seçen ve akla diz çöktüren ve vicdana el-aman yalvartan ve bilince çürük tahtalı tabutlar çivilettiren ve imana lanet okutturan ve düşünceyi baştan savıp sürgüne yollayan amett-tü-tü-tülerle...ve dizi dizi basmakalıp tipsizşleşmeleri terbiyeleten ablukaların ele avuca aldığı İNSAN çarpan kerat cetvelindeki çoğul kafa boşaltma dize getirmelerinin tesirinden kurtulamayarak...Acep fazlaca mı kurcalıyorsunuz düdüksüz düğmesini Televizyondaki cin patronculuğun..? Selamla ve sevgiyle