Kendimi Kandırıyorum
Sadece kendimi kandırıyorum seni unuttuğumu söyleyerek. Sadece yüreğimi avutuyorum. Anlamsız, bomboş ve sensiz tükeniyor günlerim. Kendimi oyalıyorum ve böylece zaman kazanıyorum aklımca. Etrafıma gülücükler dağıtıyor, hayatın ne kadar toz pembe ve güzel olduğunu tekrarlayıp duruyorum. Sonra sen geliyorsun aklıma. Kendimi nasıl kandırdığımı görüyor ve bir kere daha kahroluyorum mutsuzluğumu gizleyerek. Tükenip gidiyorum kendi kendime, kimsenin ruhu duymuyor. Yüreğim seni sayıklıyor, sen aşkımdan habersiz bambaşka rüyalarda, bensiz sevdalarda kendine yer arıyorsun. Bir gücüm yetse haykırmaya sevdamı, korkmadan bir çıksam karşına diyor, sonra yeniden seni unutmaya koyuluyorum. Birlikte yürüdüğümüz sokaklardan geçerken saklıyorum gözyaşlarımı. Yokluğuna alışmış gibi davranıyorum. Seni hatırlatan ne varsa yok ediyorum bir bir... Resimleri yakıp, hiç yaşanmamış sayıyorum senli günleri. Ama içimde bir yerlerde büyüyen yangına yetmiyor gücüm. Aldığım her nefes zehir oluyor sanki. Dilim başka söylüyor, yüreğim başka... Kendimi taşıdığım her yere siniyor kalbimin yanık sevda kokusu. Gözlerimde birikiyor yalnızlığın yağmuru. Kimseyi değil, kendimi kandırıyorum ben. Unuttum diyorum, alıştım diyorum, vazgeçtim sanıyorum. Ve en çok bu yüzden ağlıyorum. Alışılmış bir sancıyla yaşamayı öğreniyorum çaresiz... Kimse anlamıyor neyin savaşını verdiğimi. Ve ben seni unutmaya çalıştıkça, kendimden biraz daha uzaklaşıyor ve biraz daha yaklaşıyorum sana...