Kerem ile Aslı Yorumu (Güzelliğe Mektuplar 2.Gelişme / Dün Serisi)
16.yy
Hikayeye göre güzellik,
Yaşlı bir İsfahan Padişah'ı, yönetici işte tipik,
Bırakacak ya mirasını, kısaca cimrilik
Nedendir anlamam, her zaman yöneticilik,
Sadece erkeklik,
Y kromozomu olsa gerek,
Soy nede olsa devam edecek
Y, X'siz ne halt yiyecek?
Biz dönelim hikayemize,
Padişah bu, erkek evladı olmadığı için üzülmekte.
Yardımcıları çoktur kimileri de "Keşiş", neyse...
Yardım dilenir yine koskoca Padişah,
Yok yok dilenir mi hiç Padişah?
Emir verir kimileri kötü ve siyah,
Ama bu hikayenin içinde, merak etmeyin iyidir padişah,
Hem müslümandır ama, yine de büyü peşindedir, ah be ah
Keşiş, Padişah için bir elma ağacı diktirtir.
Ve senesinde, yakışıklı mı yakışıklı bir erkek evladı dünyaya gelir.
Yiğitliği ve mertliği dolayısı ile O'nun adı Kerem'dir
Ama bu sadece bizlerin, onların dilleriyle seslenişidir
Ozandır, gerçekte O'nun adı Mirza Bey'dir.
Keşiş'in de Aslı adında dünyalar güzeli bir kızı vardır.
Bilir misiniz o Keşiş Ermenidir?
Çocuklar, çabuk anlaşırlar ve oynarlar.
Herkes, her şeyin tazesini sever ama , ne zaman anlayacaklar?
Büyükler, çocukluğu kötü sayarlar.
Aslı'nın gerçekte adı da Kara Sultan'dır.
Tek kelime ile güzelliktir, canandır.
Kerem'in Sofu adında vardır arkadaşı
Herkesin yok mu bir tanıdığı?
Büyümüşlerdir, bu iki delikanlı,
Dolaşırlarken deli deli, kanlı kanlı,
Karşılaşırlar tabi ki, asıl muhteşem olan Aslı...
Kerem'in nutku tutulur, Aslı konuşamaz.
Sonrasında uzun süre bir kelam dahi ortalığa yayamaz
Nasıl bir ozandır bu, sevdiğini anamaz
Nasıl bir insandır bu, sevdiğine yalvarmaz!
Aslı da konuşamaz, sanki vakit namaz.
Keşiş baba, Padişah dalkavuğu baba,
Böyle bir şey olur mu acaba?
Karşıdır ya sözde bunlara
Koskoca padişahın oğlu değil miydi Kerem, acaba?
Çocuklukları beraber geçmedi mi oysa?
Yok muydu o zamanlar etraflarında
Müslüman Padişah ve Keşiş baba,
Adabıyla ister Padişah, Mirza Bey'e Kara Sultan'ı Keşiş'ten
Cin Keşiş ise istememektedir çünkü Mirza müslüman , .
Uğraşır, didinir, ister geçsin iş işten, gizli gizli kaçmak düşüncesinden
Haliyle kaçar gider, genişten genişten...
Düşer yollara peşlerinden, bunu öğrenen Mirza Bey,
Herkese , her şeye sorar, hey gidi Mirza Bey hey...
Karşılaştığı her kızı Aslı'ya benzetir.
Her kadın, bu yüzden, bence, güzeldir
Kimi gerçektir, kimi güzelliktir,
Aslı'nın içinde kimisi de Kara Sultan'dır, hem muhteşemdir.
Bir gün Sofu gelir, ki kendisi yüce arkadaş,
Aslı'yı bulmuştur ama sözlerinde de birazda taş,
Evlenecektir Aslı, hadi gel bakalım, hem kendini, hem de yolları aş...
Giderler düğün evine Kerem ile Sofu,
Alakasız belki ama hoca geldi aklıma, hani Of'lu..
Ama ben de merak ediyorum, nasıl bitecek bunun sonu,
Kerem tabi ki kaçırır düğün evinden Aslı'yı
Aslı ile Kerem evlenirler, düğün bu hem sözlü, hem sazlı,
Padişah'ın düğünü olur mu küçük ve nazlı?
Keşiş küplere biner,
Hem biner, hem iner,
Buna şimdikiler ne der?
Uzun uzun gülerler...
Şöyle okkalı bir büyü yapar, düğün sırasında, Keşiş,
Kerem ile Aslı malum yorgun , artık evlerine dönüş,
Yorgun Kerem, mintanının iliklerini bile açamaz, bu ne iş?
Büyülü ya, hikaye bunu demiş...
Defalarca dener, aşık Kerem,
Açılmaz o büyülü meret, yok ki makas kesem,
İçinde asıl ateş, desem,
Dinlemezsin, çekersin gidersin be Kerem.
Kerem daraldığı için yorgunluktan,
Derin bir ah çeker içindeki sıcaklıktan,
Ama öyle bir ateş çıkar ki Padişah'ın oğlundan,
Yanmaya başlar, orasından, burasından,
Ciğerim Aslı'm su döker şaşkınlıktan,
Sönsün diye işte, hem de acısından,
Daha bir parlar suyu alınca o ateş, gazlısından
Birkaç dakikada Kerem kül olur.
Aslı da kahrından haykırırken, saçları Kerem'in külüne değerek tutuşur.
Birkaç dakikada Aslı da Kerem gibi kül olur.
Külleri küllerine karışır, biz olur, "bir" olur...
Güzellik, neden anlatıyorum sana bunları,
Düşünüyor mu acaba benim gibi birileri, bu anları.
Gerçekte ne oluyor, var mıdır duyanları?
Aslı ile Kerem, bence, evlenememişler,
Kerem, Aslı'nın yanına gider, tabi ki gider
Aslı'nın çocukluk arkadaşı, aile dostu değil mi, tabi ki gider, ama sadece seyreder.
Ama sadece seyreder.
Gerçekte adları değil mi idi, Mirza Bey ve Kara Sultan
Mirza Bey değil mi aynı zamanda ozan?
Platonik değil mi gerçekte adı aşk olan?
Etrafta bunlar sadece anlatılan
Oysa ki bence olan,
Mirza Bey'dir her şeyi uyduran.
Hem yalan, hem de dolan...
Evlendiğinde birisiyle Aslı, Kara Sultan, muhteşem güzellik,
Mirza Bey'dir işte bu, birazcık kendisinde delilik,
Hikayesinde bu şekilde küllendirir kendi içindeki aşkını, birazcık yeterlilik ve zenginlik,
Girdiğinde Kara Sultan eşiyle gerdeğe
Birazcık bakalım gerçeğe
Kendisinde zaten çözülemez ilikler, seyreyle beyim seyreyle
Kara Sultan zaten sevdiğiyle...
Kerem ile Aslı hikayesinin sonu anlatılmaz gerçekte
Yazıktır, günahtır, o sebeple,
Bu hikayenin de, sonu sadece.
Uydurmadır işte, o nedenle, ki gerçek sadece bende,
Hisseler sadece güzelliğe
Güzellik, benim içimdeki sende...
21.yy
...