Keser Döner Sap Döner Gün Gelir Hesap Döner

Cumhuriyetimizi kuran kuşağa ve onu yaşatma azmindeki ülkesever insanlarımıza kemikleşmiş bir düşmanlık besleyenlerin samimiyetine ve haklılığına inanmak mümkün değil.
Sinsi, yalancı, gerçekdışı hurafeler aleminden beslenenlerdir bunlar.
Varlığımıza diş bileyenlerle işbirliği yapanlardır bunlar.
Yediği kaba tüküren nankörlerdir bunlar.
Beyni ve vicdanı fesat işleyenlerdir bunlar.
Gerçeği, doğruyu, müspet düşünceyi kabul edecek ahlaktan yoksunlardır bunlar.

Birliğimiz/dirliğimiz için gerekli olan aklıselime avdetlerini büyük bir iştiyakla beklediklerimizdir bunlar.

Körler sağırlar birbirini ağırlar.
Ilımlı İslam modelini allayıp-pullayıp sahnelemeye çalışırken, kendileri gibi basit insanları da (yalaka sanatçıları-patronları-bürokratları-medyayı) arkalarına alarak şov yapmaktadırlar.

Büyük düşünen, sadece kendini düşünecek kadar küçülmez.
Namuslu kesim yıllardır en çok acı çeken kesim oldu. Çektirenlere ne hesap soruldu ne de yargılandı. Yaptığı yapanın yanına kar kaldı. Kurulan baskının, zulmün bütün amacı, toplumun destursuz aymazlarının yaşam alanını genişletmek, namuslunun hakkını namussuza aktarmaktan ibaretti sanki.
Zulüm görenler arasında vatan satan yok, badem bıyıklı yok, kara çarşaflı yok, ağzının suyunu akıta akıta iffetlinin iffetine saldıran, namusuyla yaşayanın namusuna kem gözle bakan takkeli, cübbeli, tespihli herifler yok.

İşinin ehli olmayanlara ülkeyi yönetme hakkı verirseniz hem siz hem de ülkeniz yerlerde sürünürsünüz (çuvallarsınız) .
Gizli bir ihtilal olduğu açıkça ortada, Türkiye'nin damarlarına zehir zerkedilmektedir. Ülkemiz işgal altındadır. Yobazlığa direnen sağduyu sahibi herkes mağdurdur. Kurtuluş savaşında bile bu kadar subayımız harcanmamıştı. Malta'ya bu kadar aydınımız sürgün edilmemişti.
Tutuklama esnasında; azılı katilleri yakalamış gibi, birileri baskın yapıp kaçıracakmış gibi, polisler neden bu memleketin şerefli onurlu insanlarına sülük gibi yapışarak, iterek kakarak karga tulumba götürürler acaba. Eğilmek nedir bilmeyen onurlu başların büyük bir hınçla bastırması hangi kinin, hangi amacın eseridir acaba.

Suçsuz insanlara yapay suçlar üreterek asıl amaçlarını maskeleyenler kimlerdir. Düzensiz düzen midir, onun şakşakçıları mıdır, kanser metastası gibi her yana kol atmış cemaat midir, Amerika mıdır. Yoksa hiçbiri değil de uzaylılar mıdır.

Baskıcı idareler halklarının bilinçlenmesine izin vermezler.
Sömürücüler halkın cehaletini, hurafeler içinde yaşamasını her zaman sever ve desteklerler. Bu yüzden olsa gerek, Türkiye insanının bilgi donanımı bakımından çağın gerisinde ve ilkel toplumlar arasında kalmasına var gücüyle çalışanlar var.

Ülkeyi yangın yerine çeviren ve hiçbir ahlaki kaygı duymadan kibir içinde zaferlerini kutlayan şu zavallıların yaptıklarına ve söylediklerine bakın hele.
İnsan sevgisi yok, doğa sevgisi yok, yandaş olmayana yaşama hakkı yok, sanat sevgisi yok.
Heykellere ucube diyenler, sanat eserlerinin içine tükürenler, ana-avrat edebiyatı yapanlar, gözyaşı sömürücüleri, bitaraf olanları bertaraf edenler, karşı düşünceyi suçlayan/tutuklayanlar, bilime bıçak çekenler vs... Bunlar mı çağdaşlık, bunlar mı büyük düşünceler.

Mesele çağa ayak uydurabilen güce ulaşmak değil; mesele o gücü kullanabilmektir.
Sıra bize gelmez demeyin, başınızdaki zalimin size ihtiyacı olmadığı gün, sıra size gelmiştir artık. İran devrimine öncü olanları hatırlayın, idamın da şereflisi alçakçası vardır. Greyder kepçesinde sallandırılanlar vardır.

Ulusun, toplumun yapısını çatırdattılar. Bizci-sizci yaptılar, birinin hakkını ötekine geçirdiler. Bunlar acemi, bunlar fesat, bunlar kindar, bunlar kötü yoldalar.
Astığım astık, kestiğim kestik tavırlarıyla şarlatanlaşarak ülkenin başına musallat oldular.

Sorunlara uzak durmakla sorunlar yok edilemez.
Siyasiler mi cemaati, Cemaat mi siyasileri kullanıyor, yoksa simbiyoz yaşam mıdır bu.
Faşizmle yönetiliyoruz, hukuksuzlukların, yolsuzlukların haddi hesabı yok deniliyor, hissediliyor. Hakimi, savcısı, avukatı ne yapsın, aşağısı tarikat, yukarısı hükümet. Birinin elinde saz, ötekinin elinde tokmak. Adalet terazisi çarpık- çurpuk. Halk doğruları öğrenemiyor medya sapık- subuk. Gıgı çıkanın tepesine balyoz iniyor, hapishaneler suçsuz insanlarla dolu.
Yurttaşın namusunu, canını, malını kim koruyacak. Yoksa herkes silahlanıp kendi mafyasını kurmaya mı başlasın.
Kimsenin kuşkusu olmasın bu millet bunu da yapar. Ama o zaman bu ülkenin kırlarında, derelerinde, sokaklarında, bu yüce milleti bu duruma düşürenlerin leşlerinin iğrenç kokusunu silsin süpürsün diye ilahi rahmetler beklemek gerekecektir.

Keser döner sap döner; gün gelir hesap döner.
Dünya küçüldü. Gizli-saklı kalmıyor. İngiliz gemisiyle kaçacak delik arama devri çoktan bitti. Adamı çıktığı yere kadar kovalar, girdiği delikten çıkarırlar.
Çuvala mızrak değil minare sokmaya çalıştılar. Sığmadı. Olacak şey değildi.
Lafla yürütülen peynir gemisini balıklar yutar,
Şeytana yaktırdıkları yalan, fitne ve iftira mumları yatsıya varmadan sönecektir.
Mağduru oynayan sahte gözyaşları siyanür asidi olup arlanmaz yanaklarını eritecektir.
Bu sizinkisi ne talihsizliktir ki, tiksindiğimiz riyakar yüzünüzden kurtulduğumuzda kafatasınızda kemikleşmiş müstehzi sırıtışınızdan böcekler bile ürkecektir.

Müsadenizle

17 Kasım 2011 4-5 dakika 58 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)