Kezban Nine Ve Torunu Zehra
Kar günlerdir aralıksız yağıyordu,bir türlü dinmek bilmiyordu.Biriken karlar insanların dizlerini nerdeyse aşıyordu.Köy halkı bu kötü hava şartlarından dolayı tedirgin ve zor durumdaydı.Köyün en yaşlısı olan Kezban ninenin,yüzündeki kaba çizgilerinin altında yumuşacık bir yüreği vardı.
Üç çocuğu olan Kezban nine oğluyla kalıyordu.Ocakta biriken çam kütükler azaldıkça,asık çehresindeki memnunsuzluk belli oluyordu.Tabi ki burası şehirden oldukça uzakta dağ başında bir köydü.Yollar karla kaplıydı,dışarda çeşmeler donmuş,zaten elektriği olmayan evlerinde yaşamak iyice zorlaşıyordu.Evdeki iki torununun,büyüğü olan Zehra okula yeni başlamıştı.Lakin kardan yollar ve karşı köye geçtiği köprü iyice kapanmıştı.Oysa Zehra'nın okumaya ne kadar çok hevesi olduğunu ninesi iyi biliyordu.Zaten okuması için hevesli olmayan,köyün kötü şartlarını ve kız çocuğu okumaz fikrini bahane eden oğlunu zor ikna etmişti.Oldukça yaşlı olan Kezban nine çok akıllıydı, sert duruşu keskin bakışlarıyla sözünü geçiriyordu.
İhtiyar, Zehra'nın ardından uzun uzun baktı.Onu kendine benzetiyordu gözlerinde bir ışıltı vardı etrafa asilce parlıyordu.Koca taş yapılı evleri ve nehre yüksekten bakan uzun terasından günün son ışığını seyrediyordu.İhtiyar kumandan sevdikleri için harekete geçmeliydi.Köyden kalkan karla birlikte İstanbul'a göçü başlatmıştı.
Köyde sattıkları büyükbaş hayvanlarının parası ve Kezban ninenin ufak birikimleriyle İstanbul'un gecekondu semtinden aldıkları küçük bir arsanın üzerine kondurdukları evde yaşamak ve torununu okutmak Kezban ninenin tek gayesiydi.Zehrayı en yakın okula yazdırdı ve her gün onunla gidip gelmeye başladı.Lakin birikimleri zamanla tükeniyor ve iş bulamayan oğlu,gelini ve iki torunuyla hayatları yeniden zorlaşıyordu.Kısa bir zaman sonra edindikleri dostlarının yardımıyla gelini evlerde temizliğe,oğlu ise inşaat işçisi olarak işe başladı.Kezban nine Zehrayı okula hazırladıktan ve gönderdikten sonra ufak torununa bakıyor evdeki işlerle gününü geçiriyordu.Henüz elektriği bağlatamadıklarından Zehra ödevini mum ışığında büyük bir gayretle bitiriyordu..Zamanla su ve elektrik bağlandı.Bir şeyler yoluna girdikçe Kezban ninenin memnunluğu belli oluyordu..Zehra oldukça başarılı bir öğrenci olduğundan sene sonu getirdiği karne herkesin yüzünü güldürüyordu.
Kışla birlikte gelen tehlikeden habersizlerdi.Adamların siyah gölgeleri sabahın ilk ışıklarıyla pencerelerine vuruyordu .Oğlunu uyandırdı,kapıyı açan oğluna görevli evlerini yıkmaya geldiklerini anlatırken kekeledi.Yaşlı kadın olup biteni henüz kavrayamamıştı.Yüzündeki kaba çizgiler,şaşkınlık belirtisiydi. Bu mahallede tapusu olmayan tüm gecekonduları yıkacaklardı.Elleri titrek olmaz diye işaret verdi,buraya torununa iyi bir tahsil iyi bir gelecek hazırlamak için gelmişti.Ağlamamak için kendini zorluyordu.Tüm zorlamalara karşı ihtiyar dışarı çıkmamak için direniyordu.Çocukların şaşkın bakışları ve yüreklerindeki korku büyüyordu.Tüm mücadelesine rağmen görevlilere daha fazla yaşlı kalbi direnemedi.Durdu,sendeledi ve yere yığıldı.Lakin güçlü yüreği pes etmedi..Zehranın gözleri ve kalem tutan minik elleri ona yaşam cesareti veriyordu.Duyduğu isyana rağmen,ihtiyar hayatın iplerini dizginleyerek,vazifesini kusursuz tamamlamalıydı.Bunu torunu için başaracaktı.
Yardımlar sayesinde ayakta durmaya çalışan Kezban nine her gün o uzun ve yorucu yolu aş evinden alacağı bir kaç tas yemek için katlanıyordu.Çok şükür bugünde karınları doydu.Oğlu gelini azimle çalışarak kiralarını ödüyorlardı.Kış mevsimi oldukça çetin geçiyordu.Ertesi gün Kezban nine elinde taslarıyla aş evinin yoluna koyuldu.Ayaklarındaki lastik siyah ayakkabısı çamura bulanıyordu.Sırtındaki kehribar sarısı eski mantosu artık onu yeterince ısıtmıyordu.Girdiği o uzun kuyruktan sonra nihayet sıra ona gelmişti.Lakin son lokmalarını son nafakalarını artık toplayamadı.Eli mantosunun cebine zar zor ilişti.Zehraya aldığı kurşun kalemi çıkardı,aldığı son nefesti yere yığılan bedeni artık hayata veda ediyordu...
Köylerde kız çocukları okumaz zihniyetini çürüten üstün zekasıyla ve köylerde olmayan okula rağmen şehirlere gelemeyenlerin yerine gösterdiği cesareti ve yaşama arzusuyla,hayata sevdikleriyle sıkıca tutunan bu ihtiyarı, bugün torunu Zehra ,köyüne yaptırmayı başardığı ilk okuldaki öğrencilerine övgüyle anlatıyor...
Keşke vakti zamanında benim çocukluğumda benim de bir Zehra ninem olsaydı da çok istediğim okuluma gönlümce gidebilseydim acaba şimdi hayatım böylemi olurdu diye düşünmeden edemedim doğrusu.
ders alınası bir yazı okudum sayfanızda dilerim bütün kız çocukları okutulsun okuma hakları ellerinden alınmasın kutlarım efendim hürmetler.